Evvelâ samimiyet...
Rejimi amansızca silkelersin ama rejimin nimetlerinden nemalanmayı ihmal etmezsin!
Devleti haincesine karalarsın ama başın dara düştüğünde "Devlet biz bakmıyor!" diye ağlarsın!
Moderniteyi yerden yere vurursun ama modernlerin ürettiği en son moda her ne ise alır, tüketir, hattâ caka satarsın!
Bilimi fiyakalı sözlerle eleştirirsin ama bilimsel karvizitini modern bilime en kırık yerinden muhalefet eden birine, kırmızı kart gösteren hakem gibi sallarsın!
Dini, dindarı galiz sözlerle hırpalarsın ama günlük yıldız falına kutsal kitap gibi sarılırsın!
Tevazudan bahsedersin ama senden daha kibirlisini görünce Amerikan hindisi gibi kubarırsın!
Dünya ne çağına girdi bilmem ama eksik liste saydığım tiplerin dünyasıdır.
Ve sözün özü:
Ahir yine samimiyet...
Ayol, etik mi deseydik?
Yahut ahlaksal konuşlandırmanın didaktik formları üzerine ve geleneksellik üzerinden modernlik bağlamına doğru bir teorik yaklaşımda mı bulunsaydık?
Diyebilirim de pek samimiyetsiz bir şey olur?
ÖZSÜZLÜĞÜN ELEŞTİRİSİ
Berat Demirci
Yorumlar