ÖZEL HABER: Enes Bulut / Selim Çetinkaya

"Ozanlar diyarı" olarak anılan, topraklarından yüzlerce kıymetli halk ozanı çıkarmış Sivas'ta, bu köklü geleneğin ne kadar yaşatıldığına dair çarpıcı bir tablo ortaya çıktı. Bizim Sivas ekibi olarak şehrin sokaklarına inerek vatandaşlara basit bir soru yönelttik: "Sivas'ın yetiştirdiği 3 ozan ismi sayabilir misiniz?" Aldığımız yanıtlar, şehrin kültürel hafızasında dikkat çekici bir kuşak farkını gözler önüne serdi.

Sivas’ta su sıkıntısı kuraklıkla derinleşiyor! Gözler yeni projelerde
Sivas’ta su sıkıntısı kuraklıkla derinleşiyor! Gözler yeni projelerde
İçeriği Görüntüle

Cevaplar yaşa göre değişti!

Sivas'ın merkezinde mikrofon uzattığımız vatandaşlardan birçoğu, bu toprakların yetiştirdiği büyük değerler olan Aşık Veysel, Muhlis Akarsu, Pir Sultan Abdal ve Aşık Ruhsati gibi isimleri hiç tereddüt etmeden sıraladı. Hatta bazı vatandaşlar, üç isimle sınırlı kalmayıp Sivas'ın zengin ozan birikiminden daha fazla örnek vererek bu kültüre olan hakimiyetlerini gösterdi.

Ancak tablonun bir de diğer yüzü vardı. Kimi vatandaşlar için soruya verilecek cevap tekti: Aşık Veysel. Sivas denince akla gelen ilk ve tek ozan olarak büyük ustanın ismini zikrederken, devamını getirmekte zorlandılar.

Gençler sınıfta kaldı! Orta yaş ve üstü kültürüne sahip çıktı!

Anketin en dikkat çekici sonucu ise yaş grupları arasında ortaya çıkan derin bilgi farkı oldu. Özellikle orta yaş ve üzeri Sivaslılar, şehrin ozanlarını ve aşıklık geleneğini yakından tanıdıklarını kanıtlarcasına sorularımızı rahatlıkla yanıtlarken, genç neslin konuya bir o kadar uzak olduğu gözlerden kaçmadı. Gençlerin büyük bir bölümünün Sivas'ın kültürel kimliğinin temel taşlarından olan bu büyük değerler hakkında yeterli bilgi birikimine sahip olmaması, "Kültürel mirasımız yeni nesillere ne kadar aktarılıyor?" sorusunu akıllara getirdi.

Aşıklar diyarı Sivas'ta, sazın ve sözün geleneği hala usta isimlerle yaşatılmaya devam ederken, sokağın nabzı bu büyük birikimin özellikle gençler tarafından yeterince tanınmadığı gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Bu durum, şehrin yaşayan hazineleri olan ozanların ve onların mirasının gelecek nesillere daha güçlü bir şekilde aktarılması için yapılması gerekenler olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Muhabir: Selim Çetinkaya