YDS 2025 açıklandı mı? Sonuçlara nasıl bakılacak? İşte detaylar!
YDS 2025 açıklandı mı? Sonuçlara nasıl bakılacak? İşte detaylar!
İçeriği Görüntüle

Sivas'ın sokaklarında her gün yanlarından geçtiğimiz, gündelik hayatın içinde olmalarına rağmen aslında "görünmez" olan atık toplayıcılarının dünyası, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'nde yapılan çığır açıcı bir akademik araştırmayla aydınlatıldı. Araştırma, bu insanların hayatta kalma stratejilerine dair şok edici bir gerçeği ortaya koymakla kalmadı, aynı zamanda bilimsel literatüre Sivas'tan yeni bir kavram kazandırdı: "Gösterişçi Yoksulluk".

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Dr. Öğr. Üyesi Meltem Yılmaz Bilecen, Uzman Ahper Nuri Delican ve Dr. Öğr. Üyesi Ömer Temizkan tarafından yürütülen saha çalışması, atık toplayıcı ailelerin sosyal yardımlarla kurduğu karmaşık ilişkiyi ve bu ilişkinin hayatlarını nasıl şekillendirdiğini mercek altına aldı.

Yoksulluk, Bir Performansa Dönüşüyor

Araştırmanın en çarpıcı bulgusu, atık toplayıcıların sosyal yardım alabilmek için bilinçli bir şekilde "daha yoksul" görünmeye çalışmaları. Araştırmayı yürüten Dr. Öğr. Üyesi Meltem Yılmaz Bilecen, bu durumu şu sözlerle özetliyor: "Nasıl ki zenginliğin bir gösterişi varsa, yoksulluğun da performansa dayalı bir gösterişi söz konusu. Bunu olduklarından daha fakir gözükerek ya da mal varlıklarını saklayarak yapıyorlar."

Araştırmaya göre aileler, kamuoyunun ve yardım kuruluşlarının beklentilerine uygun bir "yoksul" imajı çiziyor. Kendilerine ait ev veya araç gibi varlıklarını gizlerken, "ayaklarında ayakkabı olmaması, bir ekmeğe bile muhtaç olma" gibi imgeleri kullanarak durumlarını olduğundan daha kötü gösteriyorlar.

Sosyal Yardım Tuzağı: Sigortalı İşten Neden Kaçıyorlar?

Peki, bu "gösterişçi yoksulluk" neden ortaya çıkıyor? Araştırmaya göre sorun, sistemin kendisinden kaynaklanıyor. Kamu yardımlarından faydalanmanın temel kriterleri arasında "herhangi bir sigortalı işte çalışmamak" ve "üzerine kayıtlı bir mülkün bulunmaması" gibi şartlar yer alıyor.

Bu durum, aileleri bir kısır döngüye hapsediyor:

Sigortalı ve düzenli bir işe girmeleri durumunda devlet yardımları ve yeşil kart gibi imkanlar kesiliyor.

Bu nedenle, kayıt dışı ekonomide, genellikle yevmiyeli işlerde çalışmayı tercih ediyorlar.

Yevmiyeli iş, atık toplayıcılığı ve devlet yardımları birleştiğinde, sigortalı bir işten elde edecekleri gelirden daha fazlasını kazanabiliyorlar. Bu da onları düzenli iş hayatından uzak tutuyor.

Gelecek Nesiller de Risk Altında

Araştırmanın bir diğer acı bulgusu ise bu durumun nesiller boyu aktarılması. Özellikle Roman ailelerde atık toplayıcılığın "gelenekselleştirilmiş bir kültür aktarımı" haline geldiği gözlemleniyor. Aileler, devletin tüm imkanlarına rağmen çocuklarını okula gönderme konusunda teşvik edici olmuyor, çünkü çocukların da bir an önce aile ekonomisine katkı sağlaması bekleniyor.

Dr. Bilecen, "Gündelik hayatımızın içerisinde sürekli bulunmalarına rağmen toplum içinde görünür değiller. Biz de bu noktada neden bu konuyu tartışmaya açmıyoruz diye düşündük ve bu konuyu tartışmaya açtık" diyerek, araştırmanın amacının bu "görünmez" insanları ve yaşadıkları karmaşık sorunları görünür kılmak olduğunu vurguladı.

Kaynak: İHA