Türkiye genelinde birçok sektörde yaşanan "çalışacak eleman bulamama" sorunu, Sivas'ta en çarpıcı halini kurye sektöründe gösteriyor. Dönercisinden pidecisine, marketinden sucusuna kadar şehrin dört bir yanındaki esnaf, 30-35 bin TL'yi bulan maaşlara ve ek primlere rağmen siparişlerini teslim edecek bir kurye bulamamaktan yakınıyor. Durum o kadar ciddi ki, bazı dükkan sahipleri çareyi, kendi motoruna atlayıp siparişleri bizzat götürmekte buluyor.
Motor Var, Sipariş Var, Para Var... Ama Kurye Yok!
Sivas'ta eve sipariş alışkanlığının artmasıyla birlikte kuryeler, işletmelerin can damarı haline geldi. Ancak bu can damarı adeta tıkanmış durumda. İşletmelerin önünde paketleri müşteriye ulaştırmak için bekleyen motosikletler var, telefonlar sipariş için durmaksızın çalıyor, ancak o motoru kullanacak, o paketi teslim edecek çalışan yok.
Bir restoran sahibi, yaşadığı zorluğu şu sözlerle anlatıyor: "İnanılır gibi değil. 35 bin TL maaş teklif ediyoruz, mesaisi var, paket başı primi var ama aylardır kapımızı çalan kimse yok. Siparişleri geri çevirmemek için öğlen yoğunluğunda ben veya ustam mecburen paket götürüyoruz. İşletme mi yönetelim, paket mi dağıtalım şaşırdık."
Peki, Sorun Ne? Gençler Bu İşi Neden İstemiyor?
Sivas'ta dolgun maaşlı kuryelik ilanlarının karşılıksız kalması, akıllara "Sorun ne?" sorusunu getiriyor. Ülkedeki üniversite ve mezun sayısının artmasıyla gençlerin artık "masa başı" işlere yöneldiği ve kuryelik gibi sahada aktif olmayı gerektiren meslekleri tercih etmediği en yaygın görüşlerden biri. Mesleğin zorlu hava koşulları, trafik riski ve yoğun temposunun, yüksek maaşa rağmen gençlere cazip gelmediği düşünülüyor.
Bu durum, sadece Sivas'a özgü bir sorun olmanın ötesinde, Türkiye'nin değişen iş gücü profili ve istihdam beklentileri üzerine de önemli bir tartışma başlatıyor. İş beğenmeme mi, yoksa mesleki şartların yetersizliği mi olduğu anlaşılamayan bu kurye açmazı, Sivas esnafını kara kara düşündürmeye devam ediyor.