Sosyal medya akışınızda gördüğünüz bir kaza görüntüsü, bir siyasetçinin ağzından dökülen şok edici sözler veya bir ünlünün size hediye vaat ettiği o video... Peki ya hiçbiri gerçek değilse? Yapay zekanın baş döndürücü gelişimi, kitleleri manipüle etmek için kusursuz bir silah haline geldi. Gerçeğinden ayırt edilmesi neredeyse imkansız olan bu sahte videolar, ciddi bir dezenformasyon tehdidi oluştururken, Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Prof. Dr. Özlem Alikılıç, bu dijital tuzağa düşmemek için hayati uyarılarda bulunuyor.
Derin Sahtecilik (Deepfake) Tehlikesi Kapıda
Prof. Dr. Özlem Alikılıç, "derin sahtecilik" (deepfake) olarak bilinen teknolojinin yarattığı tehlikenin boyutlarına dikkat çekiyor. Oldukça gerçekçi bu videolarla sadece siyasi kaos yaratılmıyor, aynı zamanda cüzdanınız da boşaltılıyor.
Alikılıç, "Siyasi açıklamaların çarpıtılması, toplumsal kutuplaşmayı derinleştiriyor ve güvenilir bilgi ekosistemini yıkıyor. Ama tehlike sadece bu değil," diyerek çarpıcı bir örnek veriyor: "Düşünün, 237 milyon abonesi olan bir YouTube yayıncısının sesi ve görüntüsü kopyalanıyor. Başka bir platformda, onun ağzından pahalı bir telefon hediye etme vaadiyle insanlar dolandırılıyor. Bu olaylar, yapay zeka karşısında ne kadar savunmasız olduğumuzu gösteriyor."
Yapay Zeka Yalanlarına Karşı 4 Katmanlı Kalkan Formülü
Peki bu dijital bombardıman karşısında ne yapabiliriz? Prof. Dr. Alikılıç, konuyu dört katmanlı bir mücadele planıyla özetliyor:
Bireysel Savunma: Şüphe-Dikkat-Farkındalık: "İlk adım, her gördüğünüz içeriğe şüpheyle yaklaşmak," diyor Alikılıç. "Görüntüdeki tuhaf detaylar, anormal el hareketleri, sesteki uyumsuzluklar gibi mantık hatalarını aramayı öğrenmeliyiz. Ben buna 'eğitim yoluyla insan müdahalesi' diyorum."
Kurumsal Sorumluluk: "Sadece bireylere yüklenmek yetmez. Medya kuruluşları doğrulama mekanizmaları kurmalı ve bu tür sahte içerikleri etiketleyerek yayınlamalı. Bu bir kurumsal vatandaşlık görevidir."
Teknik Önlemler: "Yapay zeka ile üretilen tüm videolarda 'AI-Generated' veya 'Yapay Zeka ile Üretilmiştir' etiketi otomatik olarak görünür hale getirilmeli. 'Derin Sahtecilik Tarayıcısı' gibi eklentiler yaygınlaşmalı. Sosyal medya algoritmaları yalanı yaymaya değil, çürütmeye odaklanmalı."
Yasal Düzenlemeler: "Kanunlar bu yeni manipülasyon yöntemlerine hızla ayak uydurmalı. Kasıtlı dezenformasyon için cezai yaptırımlar getirilmeli ve bu tür içeriklerle kamuoyunu yanıltmak suç sayılmalı."
"Korkutmak Değil, Güçlendirmek Gerekir"
Mücadelenin temel felsefesinin "korkutmak yerine güçlendirmek" olması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Alikılıç, yapay zeka okuryazarlığının artırılması için somut adımlar öneriyor. İlköğretimden itibaren zorunlu "Medya ve Dijital Okuryazarlık" dersleri, 50 yaş üstü gibi risk gruplarına yönelik özel eğitimler ve televizyonlarda yayınlanacak kamu spotları, bu mücadelenin kilit taşlarını oluşturuyor.
Alikılıç sözlerini şöyle tamamlıyor: "Unutmayın, yapay zeka insanlığın aynasıdır; onu iyiye kullanmak da kötüye kullanmak da bize bağlı. Önemli olan, bu yeni ve güçlü aracı kontrol etmeyi öğrenmektir."