Sivas’ta Asırlara Tanıklık Eden Bir İbadethane
Sivas’ın köklü tarihini yansıtan önemli yapılardan biri olan Ali Baba Camii, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda sosyal ve dini hayatın merkezinde yer alan çok yönlü bir vakıf yapısı olarak dikkat çekiyor. Kaynaklara göre, yapının temelleri XVI. yüzyıla kadar uzanıyor.
Saim Savaş’ın doktora tezinde yer alan bilgilere göre, 1574 yılından önce Büyük Ali Baba döneminde bir mescidin inşa edildiği, bu mescidin zamanla genişletilerek camiye dönüştürüldüğü ifade ediliyor. Büyük ve Küçük Ali Baba dönemlerinde varlığını sürdüren yapı, 1714 yılında minber eklenmesi ve hatip atanmasıyla resmen cami statüsü kazanmıştır.
Yıkılıp Yeniden Yapılan Camii ve Türbesi
Eski mescidin yıkılmasının ardından, Küçük Ali Baba tarafından yapı yeniden inşa edilmiş, son cemaat yerinde bulunan türbe ise dedesi ve babasının kabirleri üzerine yaptırılmıştır. Bu yönüyle Ali Baba Camii, Sivas’ta ailevi ve tasavvufi mirası bir arada barındıran nadir yapılardan biri olarak öne çıkmaktadır.
Minare, Tekke ve Mektebiyle Bir Külliye Anlayışı
1714’te cami haline getirilen yapıya, 1785 yıllarında vakıf mütevellisi Şeyh Feyzullah Efendi tarafından bir minare eklenmiştir. Ali Baba Mahallesi’nde yer alan caminin son cemaat mahallinde türbe bulunurken, çevresinde tekke ve önünde bir çeşme yer almaktadır.
Vakfiye kayıtlarında, Küçük Ali Baba tarafından caminin yanında bir mektep yaptırıldığı da belirtilmektedir. Bu durum, Ali Baba Camii’nin yalnızca ibadet değil, eğitim ve sosyal hayatın da merkezi olduğunu göstermektedir.
Sivas’ın Kültürel ve Manevi Değerlerinden Biri
Bugün Ali Baba Camii, Sivas’ın tarihi dokusu içinde önemli bir yere sahip olmaya devam ediyor. Yüzyıllar boyunca dini, sosyal ve kültürel işlevler üstlenen bu yapı, Sivas’ın manevi mirasını yansıtan kıymetli eserler arasında yer alıyor.