Elbette herkes atalarını merak ediyor ve soruyor, ben kimim, atalarım kim, nereden gelmişler…
Bu sorular mütemadiyen devam edip gidiyor. Elbette bizden cevaplarını büyük ölçüde alıyor atalarının kim olduğunu soran dostlar. Armut dibine düşer. Herkes ama herkes atalarının genlerini taşır. Hangi çağda ve hangi yılda yaşarsa yaşasın bir ünsiyet ihdas etmek ister. Bu herkesin doğal hakkıdır. İşte bu hak herkese “benim atalarım kim” sorusunu sorduran temel sebeptir. Gayet haklı olarak da sorulan bu sorular köklere dair mensubiyet sorusudur. Bu sorunun kendinde mutlaka az veya çok bir cevabı da vardır. Anlaşılan biraz daha detaya ihtiyaç da vardır. Yine detay bilgisine ihtiyaç olacak ve bu sorular sorulmaya devam edecektir.
Nereden geldik ve biz kimiz sorusunu biraz irdeleyelim…
ATAYURDU’ndan ve Horasan üzerinden geldiğimiz kesin. Farklı göç yollarından gelen Türk boy ve budunları var elbette. Lakin ana hat Hazarın kuzeyinden Horasan üzerinden peyderpey çeşitli göç sebepleri oluşması ile birlikte Anadoluya geldi. Gelirken Horasana uğramış ve İSLAM’ı yüreğimize koyarak Anadoluyu yurt tutmuşuz. Tabi atayurdumuzdan ne kadar kültürümüz var hepsini de yurt yaptığımız Anadoluya taşımışız. Örf ve adetlerimiz, gelenek ve göreneklerimiz hiç eksiksiz taşıdığımız ana değerlerimiz olmuş. Bu değerleri Anadoluda da unutmamış asırlara sari nesiller boyunca bugüne kadar taşımışız. Horasandan yüreğimize koyarak getirdiğimiz İSLAM Anadolu’da büyük bir TÜRK İSLAM Medeniyetinin temelini atmıştır. Her yönü ile dört başı mamur bir medeniyeti bin yıl önce SELÇUKLU ile kurmuş bu yüzyıla geldiğimizde genç TÜRKİYE CUMHURİYETİ ile taçlandırmışız.
Anadolu Selçuklarının kurduğu ilk Türkmen Devletleri BEYLİKLER döneminin ardından BÜYÜK ANADOLU SELÇUKLU devleti çatısı altında birleşmişiz. Moğolların Anadoluyu yakıp yıkması ile bir fetret dönemi yaşamışız. Arkasından Anadoluda kurulan ikinci Anadolu Beylikleri döneminden sonra medeniyet yürüyüşü devam etmiştir. Batıda Devleti Ali, kuzeyde Memluklu Devleti, doğuda Akkoyunlu Devletleri ve irili ufaklı onlarca TÜRK BEYLİKLERİ ile beraber tarihi yolculuğumuz 16.yüzyıla gelindiğinde bambaşka bir yapıya bürünerek TÜRK COĞRAFYASI milyonlarca kilometre kare bir alanda büyük bir TÜRK BİRLİĞİ DEVLET-İ ALİ çatısı altında birleşerek tarihi yolculuğuna devam etmiştir.