Bir ramazan gününden yazıyorum, Nisan bile ramazanın huzuruna bırakmış kendini telaşsız, endişesiz.
Şimdi tüm telaşları bir yana bırakıp ramazanın merhamet dolu kollarına atsak mı kendimizi unutsak hayatın bize yüklediği tüm görevleri bir an olsun. Evlat olmak, eş olmak, hepsini bir an olsun rafa kaldırıp sadece yalın bir şekilde kul olsak. Hangi vasfımızı elimize alsak yaralı, evlatlığımız yaralı, eşliğimiz yaralı anılarımız yaralı her ne kadar yaraları yok saysak da dokunsak kanayan bunca yara var.
Ramazan yüzleşme, ramazan muhasebe vakti. Hiç yara almadığımız merci kulluk, Allah 'a kul olmak, tüm aciziyetimizle ona Ya Rabbi demek, ne şanlı ne şerefli bir ses. Hadi bize verilen gömlekleri teker teker çıkarıp sadece kul olalım. Ramazan da kendimize çekidüzen vermediysek bilelim ki bütün yıl bu gaflette geçecek. Ramazan sar beni, dünya hanesinde üşüyorum rahmetinle ısıt beni.
İnsanlar bunca iyi niyetin nankörü ramazan arındır beni. Yansın mahlalar tüm karanlıklarımı aydınlatsın. Ezanlar okunsun, ben avucumda iftarlığımla sevinçle eve koşayım. Yansın mahyalar tüm kırgınlıklarımın üstüne. Kul olmanın huzuru yüreğimi sarsın bugün ben sadece kul olduğumu idrak edeyim. Sadece kul olmak, nasıl huzur verici nasıl güzel bir çizgi bunca yoğurğunluğu ancak ramazanın gölgesi sükunete erdirir.
Ey Ramazan bildiğin gibi değil ben çok yoruldum, çok ihtiyacım var rahmetinle donat beni.
Bu iklim bizi iyileştirmeden uzaklaşmasın bizden.
Ey ramazan şifa ol bize merhem ol . Herkes niyeti nispetinde insan.
Bir sonraki yazıda buluşmak duası ile.