Atatürk’ün Entelektüel Biyografisi’nde Şükrü Hanioğlu Hoca, bir çelişkiye dikkat çekiyor. Görünürdeki bir çelişkiye… Bir ideoloji, bir tavır, bir inanç, devlet eliyle insanların boğazından aşağı zorlandığında ters tepiyor. İnsanlar zorla kabul ettirilmek istenen o şeye yaklaşmak şöyle dursun, ondan uzaklaşıyor, başkaldırıyor.
“İlk bakışta bir çelişki gibi gözükmekle birlikte, Mustafa Kemal’in eğitimi sırasında Harbiye, kâğıt üzerinde rejim ideolojisi ve merkezinde ‘velini’met-i bî-minnetimiz’ sıfatıyla atıfta bulunulan sultana sadakatin yer aldığı yeni patrimonyalizmi telkine çalışan, buna karşılık, gerçek hayatta bunlara yönelik tepkileri artıran bir kurumdur.
“II. Abdülhamid rejimi, bireyleri yaşamları süresince koyduğu değerler çerçevesinde toplumsallaştırmak istemiş, ancak bu alanda sergilenen çabanın yoğunluğu ve tekrara dayanması, bilhassa eğitimli kesimde bıkkınlık yaratmış ve aşılanmaya çalışılan erdemlere yönelik tepkiler doğurmuştur. Mustafa Kemal’in imparatorlukta yayımlanan kimya kitaplarının başında bile sultana yönelik methiyeler bulunmasından yakınması, böylesi tavırların şekillenişinin çarpıcı örneklerinden biridir.” (Sayfa 114)
Makalenin devamını karar.com adresinden okuyabilirsiniz.