Aslan kralın tembelliği üstündeymiş. Tembellik iyi iş ama mide guruldamaya başlamış. Çağırmış tebaasını ve ?Suçlarınızı sırayla saymaya başlayın, içinizde en suçlu olanı bugünkü yemeğim olarak şereflendireceğim!? demiş. Kurt, çakal, tilki ve sair yırtıcılar yemin billah ederek masum olduklarını ifade etmişler. ?Canımız sana feda olsun sultanım; ama düşünüyoruz öyle bir suç aklımıza gelmiyor!? demişler. Yani her biri, bu mana ve mealde sözler etmişler. Aslanın ise sabrı iyice tükenmiş. Derken sıra ceylana gelmiş.
Aslan ?De bakalım, senin de mi hiç suçun yok?? demiş ceylana. Ceylan, dürüst davranacak ya, ?Valla sultanım, avcılar fena sıkıştırmışlardı, önüme bir buğday tarlası çıktı. Çaresiz kaldım gök ekini çiğnemek zorunda kaldım!? demiş. Bilumum yırtıcılar başta olmak üzere, sıra bekleyen diğer hayvana ağız dil birliğiyle, ?Aaa sultanımız, bundan daha büyük günah mı olur? Hayvan dediğin sıkışınca gök ekini çiğner miymiş?? demişler.
Aslan derhal hükmü biçmiş ve ceylanın gırtlağına yapışmış. Diğerleri paçayı sıyırmışlar. Gelelim işin şaşırtmacasına, meğer etobur hayvan kısmı zaten ceylanı aslana yedirmek üzere meşvereti kurmuşlar.
Eee diyorsunuz n´olmuş yani? Bir şey olduğu yok, adalet yerini bulmuş.