Dünkü yazımda Behçet Kemal Çağlar’ın “Âşık”lık yönüne değineceğimi belirtmiştim.

Behçet Kemal Çağlar, âşık tarzı şiirlerini Ankaralı Âşık Ömer mahlası ile yazmıştı. Doğuda tanışıp kaynaştığı halk ozanları ona halkını bir kat daha tanıtıp sevdirdi. Nitekim Halk Ozanlarıyla “Ankaralı Âşık Ömer olarak kıyasıya atıştığı oldu.

Cemâl Hoca

Ervâh-ı ezelde bezm-i elestde

Cem olup huzûr-ı Rahman’a geldik

İkrarımız belâ, özümüz meste

Eli bağlı saf saf divana geldik

Müdamî

Ervah-ı ezelde yaradılışta

Belâ diye tamam imana geldik

Nûr-ı Muhammed’i ilkin görüşte

Şefaat umarak güvene geldik

Âşık Ömer

Dokuz yüz kırk iki tarih bu zaman

Kars denen belde-i törene geldik

Sevdanın elinden çekerik aman

Gönül metahını ziyana geldik

Nihanî

Üç yüz on sekizde hatm oldu gaflet

Sevda izhar oldu beyana geldik

Derûnumu yaktı ah ile hasret

Hasretlik ucundan amana geldik

Cemâl Hoca

Biri Camuşlu’dan, biri Bardız’dan

Biri de Poshof’lu sayılır bizden

Mevla, düşmanları kahreyle tezden

Biz de bu niyetle cevlana geldik

Müdamî

Niyetin pek hoştur, rast getir Allah

Kahr olsun düşmanlar bulmasın felâh

Hükm-i tevârih bu, inandım billah

Tasdikimiz Kur’an, bürhana geldik

Nihanî

Beraberce yürür kurtlar, koyunlar

Ne güzel tarihtir, görene bunlar

El savaşta, bizde güzel oyunlar

Dem çeküp, şevkile demana geldik

Âşık Ömer

Zamanlar, zamanlar, geçip devretti

Felek gah lutfetti, gahi cevretti

Tâli‘ Viyana’yı en son Sevr etti

Atatürk denilen arslana geldik

Cemâl Hoca

Mürid irşad için, amele muhtaç

Kâmiller bâbında kemale muhtaç

Der ki Cemâl bizler Cemâle muhtaç

Yana yana yandık pervane geldik

TBMM VII. ve VIII. Döneminde Erzincan milletvekili olarak hizmet etti. 15 Ocak 1949' da Şemsettin Günaltay’ın başbakanlığa atanmasının ardından istifa etti.

İstifasını şöyle anlatıyor: “1948 başlarında laiklik ve devletçilik ilkelerinde Atatürk'ün yolundan çıktığını gördüğüm için saflarından ayrılmaya karar verdiğim partinin bana sağladığı milletvekilliğini, Meclis kürsüsünden istifa etmek suretiyle bıraktım.”

Onu başka bir parti aday gösterdi, noter marifetiyle reddetti. Temsilciler Meclisi'ne çağrıldı, umutla katıldı. Cumhurbaşkanlığı kontenjanından senatör olması istendi. Demişti ki: “Günlük politikadan tiksindiğim için kabul etmedim. O gün bu gündür yazarlık ve öğretmenlik yapıyorum. ”

Sırasıyla Robert Kolej'de öğretmenlik, Kurucu Meclis Devlet Başkanı Temsilciliği, TRT Yönetim Kurulu Başkanlığı, Akbank Neşriyat Müdürlüğü, TRT Program Uzmanlığı görevlerinde bulundu. 1 Nisan 1948'de 35 sayı süren haftalık "Şadırvan" sanat dergisini çıkardı.

Behçet Kemal, sanat yolculuğuna nasıl bir düşünce ve inançla çıktığını 1935 de Yücel Dergisi'nde şöyle belirtiyordu:

"Benim ruhum denizin, Ada çamlarının, Boğaziçi mehtabının işlediği bir dantela değildir. Ben 20 yaşıma kadar büyük şehir ve deniz görmedim. Fakat acunun en büyük, en temiz ve en derin halkı içinde yetiştim.

Anadolu'da doğdum ve büyüdüm. Ben edebiyata ağlayarak değil, haykırarak; şüphelenerek değil, inanarak başladım. Haykıracağım ve inandığım şeyi yazmaktan başka bir şeyi yapmaya niyetim yok..."

Bazı şiirleri Münir Nurettin Selçuk tarafından bestelenmişti. Bunlardan birisi Nihavent makamında çok sevilen bir şarkıydı.

Yok başka yerin lûtfu ne yazdan ne de kıştan

Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamış'tan

Yok zerre teselli ne gülüşten ne bakıştan

Bir tatlı huzur almaya geldim Kalamış'tan

İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar

Düşsün suya yer yer erisin eski zamanlar

Sarsın bizi akşamla şarap rengi dumanlar

Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan

Fethettiniz ay parlayarak sen gülerekten

Gündüz koya sen gel gece kalsın aya nöbet

Ses çıkmıyor artık ne kürekten ne yürekten

Emret güzelim istediğin şarkıyı emret

Bir tatlı huzur almaya geldik Kalamış'tan

Son olarak TRT'de program uzmanı iken, 24 Ekim 1969'da İstanbul’da öldü.