Ligin ilk yarısı bitti. Süper lig tarihinde 3. kez ilk yarıyı lider kapattık. Anadolu’nun parlayan yıldızı Sivasspor yenilmezlik serisini 9 maça çıkardı. Ligin ilk yarısında en çok gol atma başarısı gösterirken, en az gol yiyen iki takımdan biri olmayı başardı. Ayrıca tüm maçlarda gol atma başarısı gösterdiler. Diğer ülkelerin ligleri içerisinde, istatistiksel oranlarına baktığımızda, birçok Avrupa devini geride bıraktık. Bu başarı hiçbir zaman tesadüf olmaz. Bu başarıyı değeri sadece 28 Milyon Euro olan bir takım başardı.
Artık Sivassporlu olmanın zamanı gelmedi mi?
İlk yarının son maçında Göztepe karşısında zorlandık. Göztepe’nin üç önemli eksik oyuncusu olmasınarağmen neden zorlandık?
Oyunla alakalı kurgumuzda herhangi bir değişiklik olmadı. Çalımbay her zaman ki gibi elindeki mevcut kadroyu iyi dizaynetmiştir. Ne var ki, yarışı önde götürmek kolay iş değildir. Arkadan gelen takımların kazanması ve Sivasspor’un mutlaka bizde kazanmalıyız psikolojisi bu maçı zora sokmuştur. Sporcu psikolojisi enterasan bir olgudur. Siz kenarda teknik adam olarak futbolcuyu ne kadar rahatlatırsanız rahatlatın, futbolcu üzerinde ki o psikoloji, baskıyı artırır ve hata yaptırır. Sıradan bir lig maçında yapmayacağı hataları yaptırır. Örneğin ben Uğur Çiftçi’yi bu kadar dağınık görmemiştim. Ligde sanki ilk maçını oynar gibi amatörce hatalar yaptı.Bugün itibariyle en yakın takipçisine 4 puan fark atan bir takımdan bahsediyoruz. Evinde kaybedecekleri puan ya da puanlar geride koşanları yaklaştıracağı için, futbolcu üzerinde ki baskı iki katına çıkacaktır. Göztepe maçında bunu o kadar net gördük ki, Sivassporlu futbolcular daha önce yapmadıkları kadar pas hatası yaptılar.
Kimse eksik Göztepe karşısında neden zorlandığımızı sorgulamasın. Bu takım buraya kadar üzerlerinde inanılmaz bir psikolojik baskı altında oynadılar. Ligin ilk yarısının son maçına da kesin kazanma psikolojisiyle çıktılar. Motive olamamak kadar, aşırı motivasyonda bir takımın en büyük handikabıdır. Bu maçta Sivasspor bu handikaba düşmüştür. Belki iyi oynamadıkama yine sahada aslanlar gibi savaşan bir takım izledik. Kazanmak için koşmaları gerektiğini bilen bir takım sezon sonunda mutlu sona ulaşacaktır.
TEŞEKKÜRLER SALİH AYHAN…
Bu şehir sana minnettardır. Bırakın Sivasspor’a her maçta desteğini, en büyük güzelliği nasıl yaptı biliyor musunuz? Bundan yıllar önce Sivas şehrinde doğan ve 4-5 yaşına geldiğinde İstanbul takımlarının taraftarlığına yönlendirilen bu minikleri, her hafta kırmızı beyaz tribünlere davet ederek Sivasspor taraftarlığını öğretti. Bugüne kadar kimsenin yapamadığını yaptı. Şehir olarak ne kadar teşekkür etsek azdır. İzliyor musunuz? O çocukların, gençlerin Sivasspor heyecanını. Daha düne kadar 7-8 bin ortalamayla oynayan Yiğidolar, bugün 15 bin taraftara oynar oldu. Hemde kar, kış, yağmur, çamur demeden. Sayın Salih AYHAN nereli olursa olsun, artık gönlümüzde bir YİĞİDODUR. Umarım sizin çabalarınız, şehrimizin diğer söz sahiplerine örnek olur. Emeklerinize sağlık. Sayın Valim bu şehir size minnettardır.
LİGİN İKİNCİ YARISI ATEŞTEN GÖMLEK OLACAK…
Kadro derinliği olmayan bir takım, ilk yarıyı lider tamamlayabiliyorsa, takımı bozmadan yapılacak 2-3 transferle ipi göğüsleyeceğimizden eminim. Teknik Direktör Çalımbay bu transfer çalışmalarına uzun süre önce başlamıştır. Alınacak oyuncular bellidir. Birileri, bilerek ve isteyerek takım üzerinde oyunlar oynamaya çalışıyorlar. Ligin ikinci yarısında telafisi olmayan maçlara çıkacağız. Eğer bu şampiyonluk gelecekse, TFF-MHK ve yazılı ve görsel BASIN’a rağmen gelecektir. Şampiyonluk sinyallerini başkan Mecnun ODYAKMAZ” Emre ve Mert Hakan’ı” satmıyoruz diyerek perçinleştirmiştir.
BİZ İNANDIK SİZLERDE İNANIN… BİZ ŞAMPİYON OLACAĞIZ…
Saygılarımla