Muhabbet duymayanların bile tahammüllü davrandığı bir hizmet hareketi; devletin, devletliğine esas teşkil eden kurumlarını, kendi batınî/kapalı emelleri uğruna kullanma eylemlerine giriştiği için sivillikten çıkmış, “Paralel Yapı”ya dönüşmüştür. Böylesi bir yapının dini, ideolojisi, rengi ne olursa olsun adı dünyanın her tarafında “paralel yapı”dır… Devletler bu tür tehditkâr oluşumlara gerekli müdahaleyi yaparlar ve hukuk devletiyse mutlaka yapmalıdır. Bir devlet paralel yapı ile baş edemezse, işte o zaman da –temenni edilmez ama- sivillere göğüs göğüse kendilerini savunmak düşer. Sıradan/simetrik bir insan olarak beni tedirgin eden husus; Paralel Yapı’nın geniş bir mucize ve keramet repertuarına sahip “Asimetrik İnsan”lardan kurulu olmasıdır. Kendimi istemeye istemeye, asimetrik insanların ve mücadelenin ortasında ve karşısında hissediyorum, çünkü karartıları evimin içine, günlük hayatımızın her safhasına düşüyor. Tek başına mevcut memur kadrosunu cemaatleştiren sınav hırsızlıkları bile bu asimetrik güçlere ve dayanaklara sahip insanların, nereye kadar, neleri kendi hususî idealleri uğruna meşrulaştırdıklarını/meşrulaştırabileceklerini tahminde zorlanıyorum.
Zihniyet dünyası, insan kadrosu, araçları cihetiyle “Asimetrik Paralel” olarak tesmiyesini uygun bulduğum yapıyı yansıtan en yalın örnekler kamuoyunun yakından bildiği, bir kısmını seyrettiği temsil ve temessüllerdir. Yaşanıp yaşanmadığına tanık olamayacağımız metafizik hadiselerin, somut ilişkileri yönlendirme ve yönetmede kullanılması, normal insanların idraklerini zorlayan ve aşan bir durumdur. Sadece cemaatin ses ve görüntüsünü yansıtan mevkutelerden okuduğum, televizyonlardan seyrettiğim temsil ve temessüller, “asimetrik insanlar”la karşı karşıya olduğumuzu hakkıyla sergilemiştir. Cemaatçi yazar(!) Ö. Faruk Aslan’ın, eminim dini bütün ülküdaşlarının yüreğini dağlayan sonuncu “asimetrik insan” örneği ise, münferit bir olaya değil, kolektif bir zihniyete işaret etmektedir. Allah kurtarsın, nezarete düşen kahraman bir polisin yaşadığı harikalarla dolu asimetrik hâlin, nakli bile bana ağır geldiği için tam metin geçmeyi uygun bulmuyorum, dileyenler sanal âlemden okurlar… “Birden bir hâl oldu Efendimiz’den başlamak üzere Ashab-ı Bedir, Şüheda-i Uhud, Aişe validemiz, 4 halife, medet istediğim bütün zatlar, üstad, büyüğümüz, sahabe efendilerimiz sırasıyla beni selamladılar. Ve ben sonu hayırlı bir sürece girdiğimizi tekrar hissettim!” demiş, kader kurbanı kahramanımız…”Üstad ve büyüğümüz” kelimeleri de ayrıca paranteze alınmış; üstad da, büyüğümüz de malumunuzdur… Bu bir rüya değil, yakaza imiş… Hassasiyet gösterilmezse bu müthiş manzara üzerine mizahın en kıralı geliştirilebilir. Ne var ki mızrağın ucuna rüyaların, temessüllerin asıldığı bir “Asimetrik Paralel Zihniyet”i eleştirelim derken, geçen isimlerin tek harfini bile incitmekten korkarım.
Şu kahraman polis ve daha niceleri, tam anlamıyla asimetrik zihniyetin doğurduğu, yoğurduğu birer “asimetrik insan”dır. Olurunu olmazını bilemem, yakaza hâlinde yahut rüyada o çok özel ve kutsal şahsiyetlerin yaşadığının onda birini tatsaydım, bir ömür boyu susardım. Cemaatin kahramanları çok cesurlar ve kendilerini kesinlik derecesinde haklı görmekteler. Asimetrik Paralel, bütün olağanüstü donanımını üzerimizde giderek daha şiddetli bir biçimde hissettirmektedir… Adeta Cenk Kitapları’ndan hayatımıza sıçramış kahramanlar ve onların asimetrik kuvvetleri karşısında bencileyin sıradan, simetrik insanlar gerçekten pek zebun kalmaktayız… Asimetrik Paralel Yapı’nın iktidarla, devletle mücadelesi nasıl sonlanırsa sonlansın, olan ve olacakların çoğu bizim kudretimiz dışındadır. Mucizevî kerametlerle mükerrem asimetrik insanlarla göğüs göğüse mücadele ise temsilden temessülden yana nasipsiz biz garibanlar için gerçekten zor. Umarım böylesine orantısız bir şiddete maruz kalmayız.
ASİMETRİK PARALEL YAPI-II
Berat Demirci
Yorumlar