—Bu kadar görgüsüz, cahil, ufuksuz , kitapsız , müstehlik, hırslı, kindar, narsisist, nankör, dönek, kişiliksiz , hırsız, arsız, sahtekâr , peçeteci, kıl-ibik, obez, paçoz, çiğköftehor bir araya gelirse ne olur?
—Çok karışık oldu efendim, sadeleştirin!
—Hay hay efendim sadeleştirelim. Bu kadar ufuksuz, kitapsız, kişiliksiz, sahtekâr bir araya gelirse ne olur?
—Kötü bir şey olur ama efendim, essah ne olur siz söyleyin!
—Kentsel döndürüşüm şebekesi: Altı, üstü, sağı ve soluyla tamamlanmış olur. Böyle bir kent de emsalsiz bir kent olur hani… Haa, tabii yaaa! Bu arada Erzincan’a giden havaleli tren de buralardan geçer…
—Anlamadım efendim, çok karışık geliyor bana!
—Haydarpaşa’dan kalkan şimendifer yetmiş dört sene evvel, yani ben sağ iken şehre geldiğinde hemen arkasından fabrikası gelmişti… Havaleli tren hoş geliyor ama içi boş geliyor ama hak da yemeyelim kentten göçenler Haydarpaşa’ya daha çabuk gidilecektir. Bagaj miktarı ne kadar olur, onu bilemem…
—Yine anlamadım efendim…
—Tren geçti bile, hızla geçti!
—Nereden geçti, göremedim?
—Senelerin üzerinden, organize sanayi bölgesinden, üniversiteden, Yıldız Dağı’nın sağından, Kösedağ’ın solundan!
—Hayret efendim, biz göremedik… Bu işte bir yanlışlık olmasın, bir tek siz mi görüyorsunuz?
—Yok be hemşerim, çok gören var da söylemiyor, ben söylüyorum!
İşte böyle bir söyleşi gerçekleşti Yukarı Tekke’de medfun bir şehirle, aşağıdan yükselen bir kent arasında.
Biri sordu öbürü cevap verdi, daha doğrusu cevap vermeye çalıştı. Ben fakir de bu mükâlemeyi naklettim.
Yarısı toprağın altında, yarısı üstünde…
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde…
Bir şehir varmış…
Bir varmış bir yokmuş…
BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ
Berat Demirci
Yorumlar