“Nûn... Kaleme... Ve onun dize dize yazdıklarına andolsun...” 
 
(Kalem-1)
 
Bismillah, her hayrın başı... Sözlerin en güzeli... Bismillah ile başlamayan her iş yarım ve tamamlanmamış... Besmelesiz çıkılan her yol boş, her yol neticesiz ve mesnetsiz... Bismillah, her kapıyı açan sihirli bir anahtar... Bismillah, bitmez tükenmez bir mücadelenin kutlu başlangıcı...
       Bismillah ile dizlerimize derman, bileklerimize güç gelir... Bismillah ile karanlık yollar aydınlanır... Bismillah ile söz güçlenir, iş güzelleşir... Bismillah ile ele geçirilemeyeceği zannedilen kaleler kolayca fethedilir...
       Bismillah ile fırtına sakinleşir, deniz dalgalarını keser, dağlar secdeye kapanır, ağaçlar “Hû” çeker, gökyüzü gülümser, yıldızlar bir başka parıldar...
       Bismillah ile başlayan işlerin değerine paha biçilemez. Nitekim dünyada ‘Bismillah’ ile başlayan her hayırlı işin meyveleri ahirette de devam eder...
       Yani ki...
       Evvele, şimdiye ve ahire bismillah... Her hayırlı iş için adım atmadan, yola çıkmadan önce bismillah...
       Hayata gözlerini açtığın ilk andan önce dünyaya bir merhaba niyetiyle aklından diline düşen ilk ifadelerle bismillah... Gözle görmeden, kulakla duymadan, elle tutmadan, ayakla basmadan önce bismillah... Mutluluktan, huzurdan, kavuşmadan önce bismillah...
       O’na tam bir teslimiyetle ateşe atlamadan önce bismillah... Gül bahçesine bismillah...     Kan ve ter içinde bir bahçeye saklanıp ellerini semaya kaldırmadan önce bismillah... Hicretten önce bismillah... Bedir’de, Uhut’ta, Hendek’te, Mekke’nin fethinde yola çıkmadan önce bismillah... Namazdan, kurbandan, hacdan, zekâttan, oruçtan önce bismillah...
       Ortaasya’dan Anadolu’ya kutlu yolculuğa çıkarken atları hazırlamadan önce bismillah... Malazgirt’te  bir güneş gibi doğmadan, İstanbul’u fethetmeden, Viyana’yı kuşatmadan önce bismillah... Ortadoğu’nun uçsuz bucaksız çöllerini aşmadan önce bismillah... Millî mücadele meşalesini yakmadan önce bismillah...
       Öfkeden, şüpheden, korkudan önce bismillah... Sabırdan, imandan, cesaretten önce bismillah... Her yıkıldığında yeniden ayağa kalkmak için bismillah... Her ümitsizliğe kapıldığında yeniden ümitlenmek için bismillah... Hayata gözlerini yumacağın son anda emaneti hakkıyla teslim etmek için bismillah...
      Kelimelerin ruhuna can üflenmesi için bismillah... Zira Allah rızası gözetmeyen her iş gibi ‘Bismillah’ ile başlamayan yazılar da boştur, faydasızdır, lüzumsuzdur...
       Fazla söze ne hâcet... Her hayırlı işe bismillah işte...
       Netice-i kelâm... İki binli yıllarda üniversite son sınıftayken başlayan ve aralıklarla yaklaşık yedi, sekiz yıl süren Bizim Sivas Gazetesi’ndeki yazarlık serüvenine yeniden başlıyorum...
 
      Yani ki yine, yeniden ‘Bismillah!’...