ByLock teknik bir konu, bu işlerde tuzağa düşmek, mümkün; FETÖ gibi bir örgüt bu işlerde olağanüstü ihtisas sahibidir. Ancak hemen belirtelim ki, çıkar ilişkileri nedeniyle neyin gerçek, neyin yalan olduğu konusunda endişelenmekte de haklıyız. ByLock delildir ama tek başına bir örgütü çözmek için kifayet etmez. Başından beri bu kılcal damarlarımıza işleyen örgütün çözülmesi için esas araştırılması gereken konu: çıkar ilişkilerini takibe almaktı . .. Bylock da dâhil, hakkında açık delil bulunmayan, nice çıkarcı bürokrat, akademisyen sütten çıkmış ak kaşık gibi elini kolunu sallayarak gezmektedirler. Bunların bir kısmı, 15 Temmuz öncesinde çıkar işbirliğine girdikleri ortaklarını sattıkları gibi, bu satışlarla da göz doldurdu ve daha önemli noktalara yükselme imkânı buldular. Mevcut karışık ilişkiler ağı, bu şahısların kendi izlerini örtmesine ve pek çok masum insanı da makamlarına dayanarak suçlamalarına imkân açmış olabilir...
FETÖ davaları ve mahkeme kayıtları olabildiğince kamuya açık olmak zorundadır. Adalet kurumunun ve sivil hayata yakınlıkları münasebetiyle avukatların olandan bitenden halkı hem haberdar etmesi, hem de çıkar ağının açığa çıkmasına yardımcı olması gerekir ... FETÖ ihanet örgütüdür ama "çıkarcılar" ve "çıkarcılık" üzerinden yürüyen bir örgüttür. Çıkar sağlama amaçlı ilişkilerin hukuken çok iyi tanımlanması gerekir. Buradaki esas nokta ise ilişkilerin mazisi ve devamlılığı olabilir. FETÖ cemaatken, ?The Cemaat? olmuş, sonrada darbe teşebbüsünde bulunabilen bir terör örgütüne dönüşmüştür. Bu müddet zarfında, pek çok insanın cemaatle geçici ilişkiler kurması sosyal hayatın bir gereği ve gerçeğidir. Ama devamlılık arz eden ilişkilerin büyüteç altına alınması, pek çok açıdan istismarları engeller.
Devamlı ilişkiler, karşılıklı çıkarlara işaret eder. ?The Cemaat? bir yandan bu ilişkiler vasıtasıyla kendine alan açarken; diğer yandan bu ilişkilere müsait insanların da kamuda ve akademide yükselmesinde önemli rol oynamıştır. ?Öküz öldü ortaklık bozuldu!? denilebilir ve doğrudur ama vicdanî olarak sıkı ve devamlı iş birliği olan insanların da sivil alanda ve bürokraside, üst noktalarda olmaları ciddi anlamda rahatsız edicidir. Her şey hukukladır ama bu rahatsızlık, ?Dün dündür, bugün bugündür!? eyyamcılığıyla kapatılacak bir konu değildir. Bu tür insanların elindeki yetki iki yönlü yanlışlığa yol açmaktadır. Birincisi: Kendi ilişkilerini örtmek için FETÖ sanıkları hakkında, hukuksuzluğa yol açacak ithamlarda bulunabilmektedirler. İkincisi: ?The Cemaat?le olan ilişkilerinden dolayı kendilerine mesafeli duran insanları ezme, yıpratma, mobbing uygulama yoluna girmektedirler. Her şeyin yasal olması, her zaman hukukun haklıyı haksızı ayırt ettiği anlamına gelmez.
Hukukî olarak bu çıkar ilişkilerinde bulunan resmî yetkililere ceza verilmesi mümkün olmayabilir. Ancak, devletimizin personel politikası olarak bu güvenilirlik katsayısı düşük insanların ödüllendirmesi de gerekmez. Tersine, ayıklanmalı ve gerekirse özlük haklarının sürmesi kaydıyla tasfiye edilmelidirler. Belki bu sayede ?emek vererek? halka daha yararlı varlıklar haline gelebilirler. Çok uzun süreceği artık iyice anlaşılan FETÖ mücadelesinde başarılı olabilmek için, ?çıkar ilişkileri?nin tahkiki en önemli konudur.