Bir gazeteciler günü daha geçti, bir basın bayramının daha neşesi, gururu yaşandı... İstibdat ardından özgürlüğün ardında kutlanan bayram, 117 yıllık hikayenin adı...

5 N 1 K'nın ne anlam ifade ettiği konusunda yapaylığın bulunduğu bu anlarda bir bayram daha geçti, bize mutluluk bırakarak...

Bizde mutluluk, Gazze'de ise hüzün var...

İstibdattan kurtuluşun yıldönümünü kutlayan bana, Gazze gibi yerlerde insanlığın yok edilişini dünyaya duyuran gazetecilerin acıları yüreğime düştü... Biliyor musunuz; tam 225 gazeteci can verdi orada. 7 Ekim 2023 yılından bu zamana kadar insanlık dışı uygulamalara ayniyle maruz kalarak...

Silahlarla, bombalamalarla birlikte 225 gazeteci tıpkı 70 bini bulan diğer insanlarla birlikte can verdi...

Gazeteci olmalarına rağmen...

Basın özgürlüğü siyonizm gibi vahşiler için geçerli değil...

İnsanlığın unutulduğu o yerde, gazetecilikte unutturuldu...

Bir karabatağın derdine, bir balinanın derdine düşen ve hatta hayvan hakları için çırpınan insanlık Gazze'de insanlara ve de gazetecilere karşın suskun...

Bana kalan ise Refik Durbaş'ın dizeleri Çırak Aranıyor'dan:

Elim sanata düşer usta
Dilim küfre, yüreğim acıya
Ölüm hep bana
Bana mı düşer usta?

Gazze'de 70 bin insanla birlikte onların acılarını, yok edilişlerini dünyaya duyurmaya çalışan 225 gazeteci için ölüm var, ölüm onlara düşer...

İstibdattan kurtuluşu kutlayan bizler, zulmün anası karşısında suskunluğa devam ederken, bir basın bayramından geriye kalan ve bana düşen ise bu...

Vesselam...