Havaların soğuması, okulların başlaması ile herkes yavaş yavaş eski düzenine dönmeye başladı. Bu süreçte diyete geri dönmek için diyetisyen kliniklerinden randevular alındı. Peki gerçekten de diyetler mevsimlik, girilip çıkılacak bir kavram mıdır?
Öncelikle diyet ne demek buna bakmakta fayda var. Çünkü asıl sorun diyete yüklediğimiz yanlış kavramların olmasıdır. Diyet, günlük almamız gereken enerji ve besin öğeleri iken biz ona yasak, kısıtlama, sosyal hayattan uzaklaşma, mutsuzluk gibi kavramları da ekliyoruz. Hal böyle olunca, birey kendini kısıtlanmış hissettiği noktada diyetini bırakıyor. Şimdi gelin beraber diyeti baştan öğrenip, diyete dönme sürecini, bir daha dönmemek ve kalıcı kalmak üzerine inşa edelim.
Diyet, bedenimizin fizyolojik olayları yerine getirebilmesi için gerek duyduğu enerji ve besin öğelerinin tümüdür. Yani, organlarımızın çalışması ve günlük aktivitelerimiz de herhangi bir aksaklık olmadan yaşamımızı devam ettirmemiz için gerekli olan ihtiyacımızdır. Eğer yetersiz, dengesiz ve düzensiz beslenme yaparsak ihtiyacı tam manası ile karşılamamış oluruz. Bu durumun negatif getirileri arasında iştah artışı, kolay enerji kaynaklarına yönelme ve vücut ağırlığında artışı sayabiliriz. Eğer ‘’diyet yapıyorum’’ başlığı altında kendimizi aç bırakırsak, kendimizi gereksiz kısıtlarsak, sosyal yaşamdan uzaklaşırsak maalesef diyet, girilip çıkılan bir olgu olarak kalmaya devam eder.
Peki, diyetin bozuldu tekrar diyetisyene gitmek ile gitmemek arasında kararsızlık yaşıyorsun, en güzel tavsiye, değişmeye karar verdiysen risk al ve adım at. Burada sana yol göstermesi için 5 adım hazırladım.
Adım 1: Derin bir nefes alıp sakinleş çünkü ortada halledilmeyecek bir sorun yok.
Adım 2: Diyet kavramına yüklediğin olumsuzlukları kaldır. Diyet, aslında yemek yemektir, vücuduna ihtiyacı olanı vermektedir. Mutsuzluk, kısıtlama, yasaklama değildir.
Adım 3: En az 3 gün boyunca kendini gözlemleyip neler yiyip, içtiğini, beslenme günlüğü tutuyormuş gibi yazmalısın. Burada yediğin besinleri yazarken hissettiğin duygularını da yazarak duygusal yeme yapıp yapmadığını keşfedebilirsin. Bunu yapmaktaki temel amaç, gün içerisinde bazen yoğunluktan bazen duygu durumumuzdan ne yiyip içtiğimizin farkına varamıyoruz. Bu günlük sayesinde gün sonunda değerlendirme yapmana yardımcı bir veri elde etmiş olacaksın.
Adım 4: Beslenme günlüğünü dikkatle incelemen gerekiyor, acaba ihtiyacın olan kadar mı yedin? Gün içinde açlık çekiyorsan ya da tatlı krizlerin oluyorsa bunun sebebi yetersiz beslenmen olabilir.
Adım 5: Beslenme günlüğü gibi su tüketim kaydı tutarak gün için de yeterli miktarda su içip içmediğini kontrol edebilirsin. Sen yeterli beslendiğini düşünüyor olabilirsin fakat suyu yeterli içmiyorsan bu noktada yetersiz beslenme yaptığını söyleyebilirim.
Günlük içmen gereken su miktarını vücut ağırlığını 35 ml ile çarparak bulabilirsin. Buna ek suyu eksik içtiğini idrar rengini kontrol ederek tespit edebilirsin. İdrar rengin açık sarı ise yeterli su tüketimin vardır.
Bonus Adım: Gün içerisinde aktif birisi olabilirsin fakat kendine ayıracağın belli bir zamanda sevdiğin bir egzersizi yapmak hem beden sağlığına hem de ruh sağlığına iyi gelecektir. Pilates, zumba, koşu, crossfit… Hangi egzersizi yaptığın önemli değil, önemli olan hareket etmektir. Bundan dolayı sevdiğin, seni mutlu eden egzersizi bulup hayatına adapte et.
5+1 adım ile diyet sürecine girişini kolaylaştıracak ve beslenme farkındalığı kazanacaksın. Bir uzmana ihtiyaç duyduğun noktada güvendiğin birinden destek almaktan çekinmemelisin. Biz diyetisyenler sizlere beslenmeyi öğretmek için varız. Peki sen değişime var mısın?