Türkiye´de İktisat literatüründe yerini hızla almaya devam eden bir disiplin. Davranışsal İktisadı Cumhuriyet Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğrencisi Davranışsal İktisat alanında araştırmaları olan aynı zamanda hem dostluğu hem de başarıları ile tanıdığım öğrenci arkadaşım , Fahrettin Şen ile Davranışsal İktisadın doğuşu gibi çeşitli konular üzerinde konuştuk .
FAHRETTİN ŞEN İLE EKONOMİDE MEGALOMAN DAVRANIŞLAR
DAVRANIŞSAL İKTİSAT NEDİR?. PSİKOLOJİ VE İKTİSAT BİLİMİNİN ORTAK NOKTALARINDAN BAHSEDER MİSİNİZ?
İktisat sosyal bir bilim dalı olmasının yanı sıra, zamanla diğer bilimlerin yöntemlerini de kullanmıştır. Klasik İktisat döneminde İktisadi alanlarda araştırma yapmış bilim insanları insan davranışlarına da önem vermişlerdir. Fakat Neo Klasik dönemlerde A.Marshall, J.Keynes gibi iktisatçılar iktisatta matematiksel modelleri kullanmışlardır ve insan davranışları ikinci plana itilmiştir. Bu durum iktisat bilimindeki çalışmalarda psikolojik faktörlerin ihmal edildiğini gösterir. İnsanların iktisadi tercihleri ve davranışları matematiksel modellerle açıklanamayacak kadar komplekstir. İktisat ve psikoloji bilimlerinin ilgilendiği konuların temelinde insan vardır. Bunun sonucunda insanı temel alan diğer bilim dallarının teorilerinden de etkilenilerek yeni bir bilim dalı olan Davranışsal İktisat ortaya çıkmıştır.
SOSYAL BİR BİLİM OLAN İKTİSADIN İNCELEME ALANI İNSAN OLSA DA EKONOMİK FAKTÖRLERİ LABORATUVAR DENEYLERİ GİBİ BAŞKA YÖNTEMLERLE İNCELEMEK MÜMKÜN MÜ? Az önce belirtiğimiz gibi iktisat ve psikolojinin ilgilendiği temel konuların başında insan yatmaktadır. Davranış bilimlerindeki birçok gelişmeler bir yana diğer başka bir gelişme ise Nöro İktisattır. Nöro İktisat kavramı literatüre ilk kez Prof. Kevin McCabe tarafından 1998´de kullanılmıştır. Nörologlar ve Ekonomistler insan davranışlarına dair İktisat Teorilerinin aksiyomları ile beynin fiziki işleyişi arasındaki ilişkileri kurmayı amaçlamışlardır. Bireylerin risk altında karar alma mekanizmalarını, üretim, dağıtım, tüketim ve tasarruf gibi iktisadi faaliyetlerinin algılanmasına kadar birçok ekonomik çeşitlilik tomografi gibi birçok beyin görüntüleme yöntemleriyle anlaşılmaya çalışılmaktadır.
ÜLKEMİZDE EKONOMİ VE TOPLUMSAL PSİKOLOJİMİZ İLE İLGİLİ NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Davranışsal Finans literatüründe psikolojinin ekonomiye olan etkisini inceleyen birçok çalışma yapılmıştır. Fakat ekonominin psikoloji üzerindeki etkilerini inceleyen çalışmalar oldukça azdır. Depresyon seviyesiyle ekonomik göstergeler arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmamızda farklı sonuçlar elde etmiştik. Depresyonun GSYİH seviyesine uzun vadede olumsuz bir etkisi olduğu ancak BIST (Borsa İstanbul Tüm Endeksi) seviyesine anlamlı etkisi olmadığı bulunmuştur. Hem GSYİH hem de BIST seviyesinde ki düşmenin depresyon seviyesini anlamlı bir şekilde arttırdığı ancak GSYİH´nin depresyona olan etkisinin daha büyük olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Buradan hareketle Türkiye´de depresyonu milli gelirin daha çok etkilediğini, borsadaki değişimlerin depresyon üzerinde etkisinin olmadığını söyleyebiliriz.
İNSANLARIN GELİRİ VE MUTLULUK DÜZEYİ HAKKINDA DA NE SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? İnsanların gelirine göre mutluluklarından bahsetmeden önce kısaca Easterlin paradoksuna değinmek istiyorum. Bu paradoks bize GSYİH ile mutluluk arasındaki ilişkinin o kadar kuvvetli olmadığını bize söyler. Bu paradoksa göre belirli bir düzeydeki gelir mutluluğu arttırır fakat gelirin artması insanları fazla mutlu etmez. Marmara Üniversitesinde 2017 yılında İktisat Fakültesi tarafından yapılan araştırmada tüketim kategorilerine yapılan harcamaların mutluluk üzerindeki etkisi de incelenmiş dışarıda yemek yemek, tatil ve iletişime yönelik harcamaların mutluluğu olumlu etkilediği, haneye ve ulaşıma harcanan paranın ise mutluluğu olumsuz yönde etkilediğini açıklamışlardır. Araştırmada gelirin mutluluk üzerine olumlu etkiye neden olduğu, borçlanmanın ise olumsuz etkilediği bulunmuştur.