Devrimci denilince özellikle muhafazakar kesimin aklına güzel simalar ve örnekler geldiğini zannetmiyorum. 27 Mayıs devrimcilerine(!) sağ kesimin de okuduğu meşhur şairlerin (A.İlhan) destan yazdığı bir ülkede yaşadığımızı unutmamalıyız. Devrim denilince sol kesimlerin aklına askerlerin harekete geçmesi ve iktidarı feshedip yönetime el koyması gelmektedir. Gerçi, sola öykünen ve İran devrimiyle söylemini değiştiren islamcı türler de yok değildir; ama ne dedikleri çoğu kere anlaşılmaz.
Devrim: Yerleşik siyasi düzenin temel dayanaklarının büyük ölçüde değiştirilmesidir. Tarzı ne olursa olsun bunu başaranlara da devrimci denir.
Tayyip Erdoğan, yakın tarihimizin en devrimci ve yürekli lideridir…
17 Aralık darbesinde Erdoğan’ın kellesinin gideceğine kesin olarak bakan ve müstakbel iktidar ve makamlarının derdine düşenlerin yazdıkları ve yaptıkları zaman içerisinde daha iyi anlaşılacak ve değerlendirilecektir. Ama şu bir gerçek ki, bu darbe büyük oranda RTE’nin dik duruşu, karşı taarruzu ile engelllenmiştir. Halkın kendisine esas sahip çıkma nedeni de kendilerinden saydıkları birinden gördükleri bu kararlı tavırdır.
Cumhurbaşkanlarını Ahmet Necdet Sezer örneğinde gibi CV’lerin değerlendirilmesi sonucunda ve karanlık güçlerce belirlendiği bir ülkede değil RTE, halkın seçtiği her cumhurbaşkanı makbulümüzdür. Devrimlerden biri de halkın cumhurbaşkanını seçme gücüne sahip olması değil midir?
AK Parti henüz yeni bir partidi ve partici filan da değildim ama kendi hayatımda şunu da gördüm: Yemekhanedeydim ve öndegelen mezhepçiliği silah olarak kullanan biri henüz yeni seçilen hükümetle beni özdeşleştirmiş ve hükümetin ilde yaptığı atamaları gözüme baka baka eleştirmiş ve çoğu kere olduğu gibi dincilere(!) karşı ağır sözler kullanmıştı. Bu adamlar tam Amerikan darbesi olan 28 Şubat’ın altına yatmışlardı. Cevap vermek zorunda kaldım ve daima böylesi durumlarda cevap vermek zorunda kalıyorum. Benzer bir şeyi Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçildiğinde de yaşamıştım. Müstahdemin biri “Seçtiniz Abdullah Gülü de hocam!” diyerek tavır gösterdi. O ”de” ekinin ne anlama geldiğini ben iyi bilirim ve tabii Gülcü oldum…Beyaz Türk tipinin tabanı olan bu kaba tipin, tavandan bağımsız olduğunu düşünmüyorum; üst katmanları da aynı ölçüde kaba ve kindardırlar.
Ben –çğu kere- kendi halinde bir akademisyen ve orta halli bir aile reisiyim; oy vermeye bile üşenirim bu kin niye, bu haset ne? İşte RTE’nin arkasındaki yıllarca ezilen ve horlanan güç ve bu güç peşinen söyleyim onu cumhurbaşkanı yaptığı gibi savunacaktır da. Halk artık CV’sine bakılarak belirlenen adaylara prim vermeyecek kadar güçlüdür. Halkın tercihlerini beğenmeye bilirsniz ama tercihlerini 17 Aralık sürecinde olduğu gibi korumadaki azmi takdir edilmelidir. Çünkü bü, halkın kendi iradesine sahip çıkabilecek bir demokratik bilince ulaştığını göstermektedir…
RTE’nin adaylığının hayırlı olmasını dilerim…
EN DEVRİMCİ LİDER: RTE
Berat Demirci
Yorumlar