Kayseri’de, Anadolu tarihinin başlangıç noktalarından biri olarak kabul edilen Kültepe Kaniş-Karum Ören Yeri’nde yürütülen arkeolojik kazılarda, 4500 yıllık kurutulmuş meyveler gün yüzüne çıkarıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin desteklediği ve Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu başkanlığında süren çalışmalar, bölgenin sadece ticari değil, aynı zamanda günlük yaşam ve beslenme kültürüne dair de çarpıcı ipuçları sunuyor.

Tören odasından günümüze uzanan lezzet
Kazı başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, buluntuların, içinde çok sayıda tanrı ve tanrıça figürünün bulunduğu “kutsal” olarak nitelenebilecek bir odada ele geçirildiğini belirtti. Kulakoğlu, bu meyvelerin büyük ihtimalle hasır sepetler veya bez torbalar içinde saklandığını ve günlük tüketimden ziyade dini törenler sırasında kullanılmış olabileceğini ifade etti. Bu durum, kurutulmuş meyvelerin o dönemdeki sosyal ve ritüelistik önemine işaret ediyor.

Anadolu’da ilk kez görülen bulgu: Kızılcık kurusu
Alanda yapılan incelemelerde, kurutulmuş küçük elma ve üzümlerin yanı sıra, Anadolu arkeolojisi için bir ilk niteliği taşıyan bir bulguya rastlandı: Kızılcık kurusu. Prof. Dr. Kulakoğlu, “Kızılcık kurutmasına Anadolu’da çok rastlamak mümkün değil, hatta şimdiye kadar yoktu” diyerek keşfin önemini vurguladı. Meyvelerin paleobotanik (eski bitki bilimi) uzmanları tarafından titizlikle kimliklendirildiği aktarıldı.
Botanik tarihine ışık tutacak bir keşif
Bu buluntular, sadece arkeolojik değil, aynı zamanda botanik tarihi açısından da büyük değer taşıyor. Günümüzden 4500 yıl önce bölgede yetiştirilen veya toplanan meyve türlerine dair somut kanıtlar sunan keşif, Anadolu’nun bitki çeşitliliğinin tarihsel kökenlerini anlamamıza katkı sağlayacak. Üstelik, özellikle Kayseri yöresinde hâlâ yaygın olan meyve kurutma kültürünün ne kadar köklü bir geçmişe sahip olduğunu gözler önüne seriyor.
1948’den beri kesintisiz sürdürülen ve Türkiye’nin en uzun soluklu kazıları arasında yer alan Kültepe çalışmaları, her yeni buluntuyla Anadolu’nun kadim hikayesine yeni sayfalar ekliyor. 4500 yıllık bu kuru meyveler, atalarımızın sofrasına ve inanç dünyasına küçük ama anlamlı bir pencere açıyor.