"Sorumlusu kim?" sorusunun sorulmadığı, sorulduğunda cevap verenin çıkmadığı bir "düşünce özgürlüğü" tepeden tırnağa sahtedir. Maarif´i en genel kapsamıyla ele aldığımızda şöyle söylenebilir: O karne, beynelmilel finans kurumlarının not düşürmesi gibi bir şey değildir. Hangi karne: Gençlerimizin üniversite sınavında aldıkları not ortalamasından bahsediyorum.
Maarif işlerini her eleştirdiğimde, milli eğitim camiasından bazı arkadaşlar ters ters bakıyor, komik bir biçimde husumetlerini ibraz ediyorlardı. İktidarı, sırf kudret unsuru olarak gören bazıları ise bakan beylerin etrafına koruma polisi gibi halkalanıyorlardı. Çocukların temel eğitimde çok iyi yetiştiğini ama üniversitelerin onları aptallaştırdığını savunacak kadar kendinden geçmiş süper troller bile vardı. Bir büyük mütefekkir vardı hele... Not önemli değil, önemli olan bakış açısı kazandırmak diye yazılar döktürüyordu. Sınav sonuçlarını gördüklerinde ne derler bilemem ama eserinizle öğünün. Bu şimdi olan bir şey değil, on yılların geldiği bir sonuçtur. Anadolu liselerine idareci yaptığınız zevatın kalitesini, bürokraside yükselmek için kullandığınız sendikalarınızı, peşkircilik yaparak yükselme yolu arayan öğretmenlerinizi hiç saymıyorum. Üniversiteleriniz zaten süperdir efendim, aman ağzımdan bir şey kaçırmayayım soruşturma açar Hz. YÖK. Bugün isabetli adımlar atsak, bazı olumlu sonuçlarını on yıl sonra görebiliriz. ?Bazı? diyorum, çünkü eğitim derslerden, hele hele matematikten yüksek başarı yakalamaktan ibaret değildir. Bu yüzden itinayla ?Maarif? demeye gayret ederim. Bu sonuç, maarif üzerine ciddi olarak hiç düşünmemiş iktidarların ve nasipsiz, liyakatsiz kişilerle sürdürülen eyyamcılığın en tabii sonucudur. Aman efendim, yine sert oldu. Çok yüksek tahsilli trolleriniz, üst düzey muhbirleriniz şimdi kim bilir nasıl harekete geçmiştir. Aslında bendeniz çok zarif bir insanımdır, övünmek gibi olmasın acayip mütevazıyım. Sözlerim dahi buna şahitlik eder. Sizlere bisküvi arası lokum ikram etmek isterdim, Doğu Şekerleme´nin helvası bile olabilir.
Bizim zamanımızda Hâl ve Gidiş dersi vardı bir de. Genellikle pekiyi yazardı not hanesinde. Diğer notlarımız kötü olunca "Helva yiyiş, pekiyi" derler, bizi makaraya alırlardı. Diğer notlar ne olursa olsun, Hâl ve Gidiş Pekiyi olsun yeter. Pekiyi mi? Elbette ya, benden ?yıldızlı pekiyi? hem de.
HELVA YİYİŞ: PEKİYİ
Berat Demirci
Yorumlar