Siyasî tavır hem birikim, hem de omurga ister...
Hayatı boyunca hiç bir siyasî tavra sahip olmadan, siyaseti yükselme aracı olarak kullananlar ise daima emellerine nail olmuşlardır. Bunu da "zafer" yahut "kazanım" sayarlar...
Omurgasızların da, tavır sahibi olanın da dünyalığında çok büyük bir fark görmedim... Sonları bayağı farklı ama...
Siyasî tavır sahibi insanların sırtında yükselen bu namussuzlar sınıfı dünyanın her yerinde vardır. Ama aynı zamanda namuslu adamların sözünün de dinlendiği bir vasat vardır.
Buralarda o da yok...
Bu iki çeşit insanın hangisi daha çok? Kesinlikle siyaseti yükselme aracı olarak kullananlar elbette? Birbirlerini yerler, ezerler ama aynı sofralara utanmadan otururlar ve gülücükler saçarlar. ?Siyasî tavır? sahibi ise hangi kesimden olursa olsun memleketi için söyleyeceği bir sözü, davası, kavgası vardır. Bu tavır, siyasetin namussuzlarının asla sevmediği bir tavırdır; oyun bozucudur, hile çözücüdür, kumpas kırıcıdır.
Millet, bütün bir siyasi kadroya ümit bağladığında onu sonuna kadar destekler. Yiyiciler takımı doyumsuzca her tarafı kuşattığında ise ?emanete ehil? olmadığına kanaat getirerek tepesinin üstüne diker.
?Bu romanı ben daha önce de okumuştum!? diyenleriniz elbette çıkacaktır. Bu roman çünkü hayatımızın ta kendisidir.