?Ilımlı Yahudilik? tarihî bir şeydir ve İsrail´in devletinin Roma İmparatorluğu tarafından yıkılmasıyla başlayan bir ?hayatta kalma? sosyolojisi olarak okunabilir. Hıristiyanlığın İncil´den çok Tevrat´la bağ kurması, Yahudiliğin en ılımlı yüzünü oluşturmuştur. Bugün Protestan olarak anılan mezheplerin pek çoğu ?Ilımlı Yahudilik?le sentezlenmiştir. Bu mezheplerin içinde Yahudilerin günü Cumartesi ve kendi günleri Pazar´ı çifte ayin günü olarak geçirenler bile vardır. İslamiyet ise bu yapışık ikizler indinde din değil, Yahudi-Hıristiyan çizgisinden inhiraf etmiş batıl bir mezheptir.
Hitler, ?Ilımlı Yahudilik?in modern dünyada yaygın inanç olmasını sağlayan bir hareketin ?nefret savarı?dır. Dünyayı Hitler´e ve soykırıma baktıran İsrail, modernizmin en teknik ve en biçimlendirici uygulamasını hayata geçirmiştir. Okunan demografyasının üstünde bir devlet ve güç yönetim tekniği olarak yahudilik, yahudilerle sınırlı değildir.
?Ilımlı? kavramı tek başına kullanıldığında İslam Dünyası dâhil, bütün din ve kültürler için, hayat standardı, piyasada yer edinme aracı, barış içinde yaşama şartıdır. Hayat standardı, yaşam stili olarak da modern tüketim aracı bireyin, bireylik hakkına kavuşmasının sınırıdır. Barış içinde yaşamak, boyun eğmeyi gerektirir. Boyun eğmeyen ya doğrudan işgale yönelik savaşa, ya terör yoluyla dolaylı savaşa maruz kalır. Orta Doğu´da her ikisi de uygulanmaktadır. PKK´nın ırk temelli olması aldatıcıdır, dinle ilgilendirilen bütün terör örgütlerinin de İsrail´in kutsallık kazandırılmış ırkçılığından hiçbir farkı yoktur. En radikal İslamcı ?sünnî veya şiî referanslı olması fark etmez- örgütler, devlet olsalar İsrail gibi olurlar. DEAŞ ve PKK illegal bir İsrail gibi hareket etmektedir.
Terör örgütleri ?kötü polis? olarak; ?ılımlı devletler? ise iyi ve elbette meşru polis olarak, İsrail´in emniyetini sağlamış olmaktadır. İslamla ilgilendirilen terör, Türkiye örneğinde görüldüğü gibi, ülkeye nefes aldırmazken; İsrail´in korunmasını derinleştirmektedir. İsrail, kendi kara terörünü de, bu terör örgütleri üzerinden aklamaktadır. Nerede bir terör örgütü varsa orada İsrail vardır. Ve nerede bir terör örgütü kurulmuşsa, İsrail´i kuvvetlendirmek içindir.
?Modern?in sıfat olarak başına getirildiği ?şiir ve sanat da dâhil- akla gelebilecek her şey, Yahudiliğin ?muğlaklık kültürü?nden beslenmekte ve dönüp onu beslemektedir. Her kültür, yahudileştiği miktarda evrensel geçerlilik taşır ve pazara ancak girebilir. ?Niçin ürettiğini bilmeyen? teknisyenle, ?ne ürettiğini bilmeyen? sanatçının, her hangi bir kültüre aidiyeti söz konusu değildir. Bu bağlanışlar bir mukavele karşılığı değil, ?ortama uyum sağlama?nın lüzumu üzerinden sürdürülmektedir. Bu, insanın özme olarak ucuza kapatılan özgürlüğünün sınırlarını çizmektedir.
Dünya, İsrail´den değil, yahudilikten ve yahudileşmekten kurtarılmalıdır. Çünkü İsrail Yahudiliğin hem eseri, hem eseridir. İsrail´in üstünlüğü, cezaevinden hiç çıkamayan infaz memuru yahut gardiyanla, mahkûmlar arasındaki fark kadardır. Filistin, sadece Filistin değil; tüm insanlığın özgürlük mücadelesidir. Öyle düşünülmüyorsa: Bağımsız nitelenen bir Filistin Devleti kurulsa bile, yahudilik özgürlüğümüzün sınırlarını çizmeye devam edecektir.