BEN KİMİM?
Bir noktayım kainatın içinde. Kusursuz çalışan bir bedenim ; etrafımda gördüğüm her şeyi
anlamamı , kavramamı , öğrenmemi sağlayan bir aklım ; sonsuzluk hasretinde olan bir kalbim var.
Sevgi üzerine kurulmuş bu dünyada hem iyiliğim hem kötülük. Her şey zıddıyla kaimdir ve
içimizdeki cevher ancak bu tezat üzerinde parıldamaya başlar. Kötülüğün varlığı iyiliği ortaya
çıkarır , ışığın yokluğudur karanlık…
Varlık aleminde atomundan gezegenine yıldızlara varana kadar her şey kusursuz bir
düzen içindedir. Düzeni bozan yegane varlık sadece insandır ve yaptığı hatanın farkına varıp
düzeltecek olan da yine insan . Bizler varlık aynasının arkasındaki hakikati arayan birer yolcuyuz.
Yolda olduğunu bilmek insan için bir kurtuluş reçetesidir. Hayatı anlamlı kılan bir formüldür. Zira
insan varlığının , yaratılışının gayesini bulamadığında savrulur durur zaman rüzgarında. Haydi
gelin kendimizi daha iyi tanıyıp içimizdeki “ben”i keşfedelim. Yunus Emre’nin “ Bir ben vardır
bende , benden içeri…” mısralarındaki hakikati aralayalım. Yaratılışımızın özüne kulak verip soralım
kendimize : Ben kimim?
“Ben kimim?” sorusunun cevabını sayın okuyucu ; çok uzakta arama! Zamanının çoğunu
nasıl harcıyorsun , kimlerle arkadaşlık ediyorsun , senin için ne kıymetli ne kıymetsiz , verdiğin
sözü tutar mısın , emanet ehli misin , yalanın hayatındaki yeri ne … gibi pek çok soruyla kendini
bulman , bilmen mümkün. Bu sorulara cevap vermek sadece bir başlangıç . “İnsan olmak” hem
derdimiz hem devamız . Ne mutlu derdi olanlara!