Lego ile ilk kez bir komşuda karşılaşmıştım. Avrupa malıydı ve benim ülkemde öyle zengin seçenekler sunabilen legolar yoktu. Meselâ tekerlekler vardı ve legodan otomobil, uçak bile yapabiliyordunuz. Ortaya serdiler ve hayli oyalanmıştım. Bir daha da görmedim. İlgimi çekmiş miydi? Evet, kısa bir müddet. Anlaşılan; çamurdan ev, ahır, kap kaçak, ocak, tandır, traktör vs. yaparken kendinden geçen bir çocuğa lego galiba hitap etmiyordu. Çocuklarıma aldım elbette ama onlar da çok fazla oyalanmadılar, süratle tetrise geçtiler. Tetris de bir tür lego ama az parçalı ve dijital; intizam içinde duvar örüyordunuz ve yıkıldıkça yenisini inşa ediyordunuz. Atari makineleri de her evin başköşesine kuruldu. Ekranın karşısına geçtiler ve oyalandılar, bazen büyükler de iştirak etmiştir elbette. Şimdi oyun ve oyuncak denilince akla gelen nedir çok bilemem ama lego başkadır, lego bir semboldür.
Lego neyin sembolüdür?
Tek kelimeyle modern uygarlığın bitmez projesinin?
Legodan bir ev kurmak ile bir kent, bir dünya, bir evren kurmak arasında fark yoktur. Lego ile ev yapan bir çocuk büyüdüğünde eline fırsat geçerse kent inşa edecektir. Lego, hendesenin fizik kurallarıyla el ele cambazca kullanıldığı bir çağın çocukluk üzerinde kati zaferidir. Dijital çağın arifesinde çocuklar lego ile mekanikleşmiş, dijital oyunlarla bilgisayara geçmişlerdir. Bilgisayar, ?legolaşma?nın hâkimiyet alanını genişletmiş ve hâlâ genişletmeye devam etmektedir. Bugün beyinin ?lego hatıra? alanı gibi kopyalanıp, insan öldükten sonra bir lego oyuncağı gibi kullanılmasından söz edilmektedir. Bilgi, bu sahte ve bizden adım adım koparılan hayatın üzerine dijital bir ağ gibi kuşatmaktadır. Atalarının beyinlerini ruh çağırır gibi ekrana yansıtıp, inşaat malzemesi olarak kullanacak çocukların çağı yakın olabilir. Öldükten sonra ab-ı hayat içecekmişiz gibi geleceğimize yöneltilen bu dijital dünya, lego parçalarının çoğaltılması imkânını sunmaktadır. Herkes daha yalnız ve birbirinden daha uzak ama ?dijital ruhlar dünyası?nda aynı hayatın içinde yaşıyormuş gibi davranacaktır; davranmaya başlamıştır bile.
Maddî olanın işlevselleştirilmesi doğrultusunda hız kazanan modern uygarlık; dijital teknolojilerle bir adım daha öne geçerek maddî olanın yeniden üretilmesi ve biçimlendirilmesi konusunda daha geniş eylem alanına kavuşmuştur. Bu eylem alanı: Özgürlüğü bir lego parçacığının ?gerektiği yere konuşlandırılması?  şartına bağlayan ?piyasalar? olmasa; insanın kendi evinin sahibi olmadığı bir dünyanın hizmetine koşulmaması ümit edilebilir. Ama böyle bir ümit yoktur; çünkü alıcılar ve üreticiler dipdiri ve iştahlıca yerinde durmaktadır. Lego, oyuncağı icat edilmeden çok önce, oyun olarak vardır ve kişilik olarak insanı hiç tamamlanmayacak olan ve çift yönlü defterden ibaret bir kozmosun ?olmasa da olur? hükmünde bir parçası yapmıştır. Bu kozmos; ?sanal âlem?in bir takas unsuru olarak ikamesiyle beraber, insanın ihtiyaçlar listesi hazırlamadan alış veriş yapması kolaylığını getirmiştir. ?Güncel nedir?? sorusuna verilecek bir cevap yok ama ?güncelleme? zamanımızın çoğunu almakta ve ?operasyonel tanımlar?  gerektirmektedir. Bir yandan bu tanımlar yapılmakta, legoların görevlerinin  ?dijital legolaşma? çerçevesinde yeniden tanzim edilmesi yolları aranmaktadır.
İnsan bizzat ?lego parçası? gibi olmayı kabul ettiği müddetçe, kendi piyasasında ?birey olma hakkı?nı elinde tutacaktır. Özgürlüklerin yeniden tanımlanması da, ?sanal âlem?in ve bilgi-üretim tekniklerinin etkin bir role kavuşmasından sonra yeniden gerçekleşmektedir. Hiçbir hesap, anlatı yahut görüş; piyasaların ve iktidarların ?güncellenen misyon?larının dışında düşünülemez. Lego oyununda dijital çağa girdik, tek başına ve grup oyunlarıyla kendimizce muteber ve mükemmel dünyalar kurma imkân ve seçeneği artmış gözüküyor. Ancak, piyasanın neye oynadığı, oynayacağı belirleyiciliğini sürdürmektedir. Bireye yeni özgürlük alanı olarak sunulan her şeyin, pazardan ?yeni zincir edinme paradoksu? olarak dönmesi en yüksek ihtimaldir. ?Maddî olmayan nedir?? sorusuna, ?Maddî olanın yeni biçimidir!? cevabı kısmen verilmiştir ve verilmeye devam etmektedir.