Transfer döneminin başlamasının ardından duyumları ile hareket edenler ile kendi isteklerini, camianın isteği gibi gösteren gazeteler ve spor muhabirleri çıktı ortaya.

Şu futbolcu ayrılacak yada şu futbolcu ile görüşülüyor, hayalperestliği yavaş yavaş gazete sayfalarını süslemeye başladı.

İşin ilginç tarafı, yapılan bu transfer görüşmelerinden kulübün haberinin olmaması!

Her duyumun gazete sayfalarına isim olarak yansımasının ardından, kulüp tarafından “yok böyle bir görüme” açıklaması düşüyor, sosyal medya hesaplarına…

Böylelikle camianın insanlarının dikkatini çekmeye ve gazetelerinin tirajını artırmaya çalışanlar, büyük bir tepki ile karşı karşıya kalıyorlar.

Hatta gazetelerinin sütunlarında bunun birkaç defa tekrarlaması durumunda camianın güvenini kaybetmekle de baş başa kalabiliyorlar.

Sırf üç kuruş gelir elde etmek için, böyle cambazlığa soyunanların zamanla boylarının ölçülerini aldıklarını söylemek mümkün.

Gerek yok, bu tarz hareketlere!

Gazetecinin görevi, vatandaşı doğru bilgilendirmek ve vatandaşın derdiyle dertlenmektir.

Gazetecilik, muhalefete bile muhalefet etmektir!

Güçlüden yana değil, halkın ve haklının yanında olmayı becerebilmektir.

Kendi çıkarını değil, vatandaşın çıkarını düşünmektir.

Haber yaparken, birilerine hoş görünme çabası uğruna haksızlığa göz yummamaktır.

Yazdıklarına önce siz inanın ki, insanları da inandırabilesiniz!

Yoksa, takıma “şu futbolcu gelecek” yada “şu futbolcu gidecek” haberlerinin duyumunu aldım diyerek ortalığa velvele vermeye gerek yok.

Bu tarz haber ve söylemlerle, yönetimi de zor durumda bıraktığınızın farkına varın!

Taraftarı da büyük bir beklenti içerisine sokuyorsunuz.

Ortaya atılan transfer haberleri yapılmadığı zaman, taraftarlar yönetime karşı tepki göstermeye başlıyorlar.

Beceremediler!

Tabii, yapılan haberin doğruluğunu teyit etmeden.

Bu abartılı ve inandırıcı olmayan söylemler ve atılan manşetler, taraftarda zoraki beklentiler ve öfkeli geri dönüşler yaratıyor.

Öfke hakim oluyor, akıl tutuluyor.

Bu nedenle medya ile Yönetim sert kış geçirmek zorunda kalıyor.

Hiçbir şey olmasa da birşeyler olmuş gibi yazılması çizilmesi hoş değil!

Taraftarın, beklentisini artırmak.

Ve öfke, futbolla patlıyor. Efkarlı, gençler tabii.

Çabuk inanıyorlar ve çok alınıyorlar, doluyorlar.

Her birinin içinden, bir Halil Sezai isyanı çıkıyor.

Her transfer döneminde yapılan “duyum” transferlerinden dolayı.

O öfkeyi, o mutsuzluğu, o hayal kırıklığını anlatmaya kelimeler yetmiyor.
Yeter abi, artık yapmayan “duyum” transferleri.

Yönetimin her defasında sizleri yalanlamasından bıkmadınız mı?

Taraftarı ve yönetimi karşı karşıya getirmeyin!

Yoksa, duyumlarınız bir masal kahramanı mı?

Karar verin.

Bende duydum, Sivasspor hoca transferi yapacak!

Kalın sağlıcakla…