Medeniyet öncesi hayatında insanın kitaba ihtiyacı yoktur, çünkü ?Hakk? ile olan teması doğrudandır. Yaşadıklarının öncesi ile sonrası arasında bir bağ kurması gerekmediği gibi, gelecekte kullanılmak üzere saklaması gereken bir bilgi de yoktur. İletişim vardır, ama iletişimi sağlayan dil, ?Hakk katı?ndan insana ulaşan tek yönlü bir haber akışı içindir. Medeniyet öncesi dönemdeki haber akışı, insanın beraber olduğu varlıklarla biçim olarak aynıdır. Ama insan muhtevasıyla diğerlerinden farklı bir maceraya sahip kılındığı için, haber akışının biçimine muhalif eyleme ve eylediğinin sorumluluğunu taşımaya adaydır. Başka adaylar bu sorumluluktan kaçınmışlardır, dünya hayatının yüküne talip olmak, ona nizam vermeyi üstlenmeyi de tazammun eder.
İnsan yeryüzündeki macerasına, ? sebep olan ? ile beraber başlamıştır. ? Sebep olan ? kovulmuş, insan indirilmiştir; kovulan muhalif , insan haleftir . Söylenene tabi olmaktan, söylenenden yola çıkmak mesuliyetiyle indirilen insanın hilafeti, yoldaşı olan ? Muhkem kitap ? ile kaimdir. ? Muhkem Kitap ?, insanın muhalif eyleminden duyduğu nedametin mükâfatıdır, indirildiği yerdeki hayatının kolaylaştırıcısı ve düzenleyicisidir. Yoldaş´ın rehberliği ile insanın dünyadan ?Hakk katı?na ? yalnızca söyleneni yapmak ?tan ibaret zamanlardan daha özgür bir biçimde dönüşü mümkün iken; ? sebep olan ? ve ona uyan mutlak ve daimî bir esaretle dönecektir. ?Muhkem Kitap sahibi olmak!? ontolojik bir esas olarak, insanın topluluk halinde yaşamaya başlamasından bu yana bütün medeniyetlerin anahatlarını oluşturur. Nesiller değişir medeniyetler ise süreklilik gösterir; kitapla bağ kuramayan yahut kaybeden toplumlar, Hakk katında da, halk katında da muteber medeniyetler sergileyemezler, bazen de tamamen kaybolurlar. Medeniyet kavramı ne olumluluk ne olumsuzluk bildirir; dünya, olumlu ile olumsuzun iç içe yaşadığı gezegenin değil, hayatın adıdır; sırf insana ikaz olsun için de ? ism-i tafdil ? ile tesmiye edilerek vurgu kazandırılmıştır.
Medenî insan huzursuzdur; çünkü eyleyen ve sorumluluk sahibi bir şahsiyet olarak başkalarının hayatına müdahale özerkliğine sahiptir. Bu müdahalenin esası: Ö lçmek ve tartmaktır . Kitap, özerklik içerisindeki insana, eyleminden sorumsuz olmadığı, aldığı habere göre eyleyebildiği medeniyet öncesi hayatın huzurlu haliyle bağ kuran biricik varlıktır. ?Hakk? ile olan iletişim, ?Muhkem Kitap? vasıtasıyla çift yönlü bir akışa dönüşmüştür. Kitap, ?Hakk katı?ndan haber; insanın dünya üzerinde eylediği ise ?Hakk?a ulaşan haberdir. Kitap ile insanın eylediği arasında mütekabiliyet kurulması çabası, dünya hayatının ?medenî hayatın- tek hakikî mücadelesidir. Bu mütekabiliyet kurulabildiği kadar insan doğru ölçüp tartmayı becerebilir.
Medeniyet zahirî gerçekliktir, insana bağlı olarak değişir, değiştirilir. Zahirî olandan yola çıkmak dünya hayatının ön şartıdır; çünkü ne insana ne de eşyaya zahir olanın dışında hiçbir şeyle hüküm biçilemez. İnsana medeniyet içerisinde düşen tek şey doğru ölçmek ve tartmaktır ; doğru ölçmek ve tartmak dıştan nicelikle uğraşmak gibi gözükse de içten insanın niteliğinin tecellisidir. Nitelikli insan , ?Muhkem Kitap? ile dünya hayatı arasında çift yönlü akış ile kurulan medeniyetlerin tek şansıdır. Niteliğin tükendiği yerde, medeniyet krizi başlar. Niteliği ve nitelikli insanı kendinden uzak tutmak suretiyle sübut bulan ?modern medeniyet?, krizdedir; doğru ölçmek ve tartmak özelliğini kaybetmiştir.
Doğru ölçmek ve tartmak , bizzat ve bilinebilir ?Hakk? değildir, ama ?Hakk?ın tecellisi için tek yoldur; doğruyu yapmak mükellefiyeti olan insanın ?Hakk?a dönüş yolculuğunun da sağ salim sonuçlanmasının tek yoludur.
MUHKEM KİTAP VE DOĞRU ÖLÇMEK
Berat Demirci
Yorumlar