Sanal âlem ortamında "Filan sayfayı beğen" önerilerine elbette bakıyorum...
Bu önemli bir haber akışı imkânıdır.
Sayfaya bakıp gereğini de yapıyorum.
Dergilere peşinen beğendim diyorum.
Belki sevindirir gençleri.
Ama bir de kalantor sayfaları var: Büyük âlim, hoca, yazar yahut efendilerin sayfaları...
Bana sayfayı önerenin benimle geçmişine bakıyorum bir defa bile iletişimde bulunmamış. Çok yukarılarda, kendince hakikatini bulmuş ve bana da tebliğde bulunuyor...
Bazen, arkadaşlığını onayladıktan on beş dakika sonra gavsının yahut kutbunun sayfasını beğenmem için davette bulunuyorlar.
Ne lütuf efendim, ne lütuf...
"Büyük âlim" dediklerini zaten internetten, televizyonlardan tanımaktayım. Kuran’ı en iyi anlayanlar zümresi. İlahiyatçıların çok kızdığını biliyorum ama her biri bu starların yüksek teoloji mühendisi... Ben ise Kuran-ı Kerimi seller sular gibi yutan insanları değil, haram lokma kesmemeyi ve kul hakkını lop lop yutmamayı ahlak edinenleri seviyorum...
İhtisas erbabı olarak birbirinizle yarışın, beğenin, beğenişin... Beni ilgilendirmez ama kendinizi ve âlimlerinizi, kutuplarınızı dayatma kibrinden de vazgeçin.
Medyatik ve fotojenik yazarlarımızın hayranları var bir de…
Gazeteler, ekranlar kesmiyor. Sanal âlemde en mütevazısının “Buyurun fikir ziyafetine!” yahut “Bir mutasavvıf olarak!” takdimiyle yazılarını gözümüze soktukları yetmezmiş gibi, hayranlarının da bizleri zorla aydınlatma hamlelerine maruz kalıyoruz.
Bir de medyatik olmamama rağmen zaman zaman yazdılarımın altında ezilen fanatikler var. Kendi tarikat yahut cemaatinden beslenen yazarın konulu kompozisyonunu bana cevap olarak yolluyor. Bazıları bilinçli ve bizzat yazarının arzusuyla dolaylı iletişim kurmaya çalışıyor. Tabii beğenmeliyim onca cehaleti. Sadece yazdıklarını kastetmiyorum cehalet dediğim şey özellikle tavırlarıdır.
Yazar kıymetlidir…
Ama bu memlekette fikrin temyiz mercii olmadığı için, kıymetli yazarlar bile şaibe altındadır. Devlet başkanıyla defalarca poz veren kötü yazar da, kendi efkârını dile getiren iyi yazar da zor durumdadır. Geçim derdinin ise merkez sağ medya yazarlarının %80’ini kıvrandırdığından adım gibi eminim. Patronları muhtemelen müteahhitlikten gazeteciliğe terfi etmiştir.
Haaa... Çok reklama ihtiyacınız varsa, reklam ajanslarıyla anlaşın...
Alayınız bana öyle itici geliyorsunuz ki, bilemezsiniz.
Piyasa tutmak için yatmadığınız numara, adam avlamak için göstermediğiniz keramet, ilminize biz garibanları bende etmek için dile getirmediğiniz ihtilaflı fetva kalmadı.
Neşet Ertaş bana daha uhrevî bir zevk veriyor.
Ülkemin derinliğini hissettiriyor.
Onu dinliyorum...