Şule Kötlü il Baltar romanını konuştuk
ŞULE KÖKLÜ İLE KANGAL KÖPEKLERİNİ ANLATTIĞI
ROMANI BALTAR´ I KONUŞTUK
?GERÇEKLERDEN KOPMADAN OLDUĞU GİBİ VERMEYE ÇALIŞTIM KANGALLARI. ONLARIN ABARTIYA İHTİYACI YOKTU. BENZERLİKLERİMİZ VAR ELBET, YILLARDIR BERABER YAŞIYORUZ. BİZE UYUM SAĞLAMIŞLAR. AĞIRBAŞLILIĞI İHTİYAR BİR KÖYLÜDEN ÖĞRENMİŞLER SANKİ.?
Şule Hanım, yanılmıyorsam Baltar, 2015 yılında yayımlanan Yanık Maske´den sonra ikinci romanınız. Öncelikle her iki romanınızda da mekân olarak köyü tercih etmenizin altındaki gerçeği öğrenmek isteriz?
Evet, Baltar ikinci romanım. Her iki romanda da köyü mekân olarak seçmem bir tercih değildir. Çocukluğumun mekânıdır köy, kalemimi bulduğum yerdir. Doğa, beni ardından sürüklüyor. Sanırım çocukluğumda arşivlediğim görüntülerin imgesi silinmemiş, aynı canlılığını koruyor. Köy bir hazine, ben tam da onun üzerinde duruyorum. Bu zenginliği bırakıp başka gömülerin peşine düşmek pek akıllıca olmazdı benim için. Köy, yayla ve kasaba hayatını şehir hayatından daha iyi tanıyorum. Kalemim kenti yazmaya yanaşmadı nedense. İki kent hikâyesi yazdım, ikisinde de karakterlerim deliydi. İlerde kenti mekân olarak seçer miyim bilmiyorum.
Kangal köpeklerinin, sizin dünyanızdaki hikâyesi ney?
Kangal köpekleri bizim bir değerimiz. Orta Asya´dan göçü denk edip Anadolu´ya yönümüzü döndüğümüzde onlar da bizimleydi. Tanışıklığımız çok eskilere dayanıyor. Tabii sadece bu değildi onları yazmama sebep. Jack London´ın Beyaz Diş romanını okurken kırma bir kurt köpeğini dünyanın okuduğunu düşündüm. Oysa Kangal köpeği hiç yazılmamıştı. Edebiyatımızdaki eserleri yine de taradım, yanılmış olabilir miyim diye. Ama yoktu. Bu beni çok üzdü. O gün karar verdim. Bir Sivaslı olarak bana düşerdi bu görev. Ayrıca çocukluğumdan tanıyordum onları. Ve yazılmaya layıktılar.
´´ Baltar ´´Roman olurken yolculuğu nasıl oldu?
Yaratılmış her şeyi kendi duygularım üzerinden değerlendiririm. Bir taşa tekme attığımda o tekmeyi kendi vücudumda hissederim. Hayvanlar bizim dilsiz dostlarımız. Onlar da acı duyar kendi âlemleri içinde. Hayvanlarda küser kaç kez şahit oldum. Küsmeyi bilen başka şeylerde bilir. Romanı yazmaya başlamadan önce kahramanlarımla tanışırım. Bir süre yakından takip ederim onları. Bu çoban da olur
kangallardan biri de hepsiyle aylarca dolaştım. Sonra mekân belirledi kendini ve seyir başladı. Onlar oynadı ben yazdım. Kangal köpekleri en çok sürüye yakışırdı, sürünün peşine taktım. Çobansız sürü olmazdı. Çobana bir aile gerekirdi. Ve bir mekân. Yayla olsun istedim. Köy hayatını bildiğimden kendi yönünü kolay buldu kalem. Ama şunu da eklemeliyim zor bir roman oldu.
Şule hanım son olarak ne söylemek istersiniz?
Bu hafta memleketimde olmaktan dolayı, ziyadesiyle mutluyum, size de teşekkür ediyorum. Bu beni köşe yazınızda konuk ettiğinizden dolayı, iyi çalışmalar...
ROMAN BALTAR´ I KONUŞTUK
Gülşah Akkaş Yaman
Yorumlar