Her gelen kaldırım değişir, boş bulduğu yere bir ucube kondurur, yeniden sıva ve boya işleri Allah´ın emri gibidir...
Soracak olsan çalışıyorlardır...
Kamunun genel kanaati, bu atıl ve huzur bozucu faaliyetler, iş yapar görünüp, malı götürmenin yollarıdır. Duruma ve resmi kuruluşun harcama imkânına göre kilometreyi doldurmamış araçlar satılır, yenileri alınır. Bilgisayar işleri iyi paralıdır ve yüksek emirler gerekmez paraya tapan bir genel müdür varsa, milyonların lafı olmaz. Kitabına uydururlar, çalışkanlıklarından dolayı terfi de edebilirler. 81 vilayette şubesi olan bir resmi daire düşünün ve basit bir su musluğu hesabı yapın istersiniz.
Alan memnun, satan memnun, tüketen memnun; sebep olanlar ise "P-tipi" aracılık, yani bir tür komisyon işi...
Montaj ve komisyoncu kafasına bizde kapitalizm, bu kafanın dinli, dinsiz, ala dinli yürütücülerine de "modern" diyorlar.
Azıcık iktisat bilmesek, istihdam yaratıldığını, piyasanın canlandırıldığını söyleyen asalaklar, beni bile inandıracaklar.
Gerçek anlamda kapitalizm ve modernleşmenin gerekleri yerine getirilse, mevcut durumdan kesinlikle iyi olur. Ama olmayacak, her şeyin sahtesi ile aldatmak ve aldanmak varken neden ciddi olunsun ki?
Bu tuhaf ekonominin limitleri vardır ve tökezleme alameti evlerden başlar, borsadan yahut faiz oranlarından değil. Evleri, çarşı pazarı dinlemek lazım?
Peki, ne olacak?
Millet´in hafızası balık hafızası ya...
Tarih ise, o hafıza aniden canlandığına ve aparkatı giydirdiğine şahitlik eder...
Sonuç: Nakavt...
Bu yumruğu yiyip de iflah olan görülmemiştir...
Millet yerine gelene vade de verir, ders de verir...
Bence "millet" yerinde mi, asıl ona kulak vermek lazım.
Bana sorarsanız yerinde...
Şimdilik ısınıyor.