Sivasspor’un maddi yönden sıkıntı yaşamasından dolayı bir kampanya başlatıldı. 

Kampanyanın adı “Haydi yiğidolar şimdi destek zamanı” şeklinde! 

Bağış kampanyası çok ses getirecek şekilde gerek basın ve yerel tv yoluyla gerek şehrin içinde bağış masaları kurarak gerekse dükkan dükkan mağaza mağaza gezilerek yapılmalı! 

Yoksa bu para toplanmaz. 

Ben, yine de kampanyanın başlatılmasında ve emeği geçenlere teşekkür ederim. 

Başlatılan kampanyanın ardından taraftarlar sosyal medyada adeta ikiye bölünmüş durumda. 

İlk sorulan soru; yıllardır borçsuz olarak lanse edilen kulüp ne oldu da birdenbire 500 milyon TL borca girdi. 

Daha doğrusu ne olduda 500 milyon tl paraya ihtiyaç var! 

Hani kulüp maddi yönden çok iyi yönetiliyordu? 

Taraftarın, bu sorusuna nasıl bir cevap verilecek? 

Diğer bir soru ise “kampanyaya öncelikle yönetim kurulunun yapacağı yardımlarla” başlanmalı! 

Bakalım yönetim kurulu kaç lira bağışta bulunacak? 

Aslına bakarsanız, kulübe üye olma isteği olan taraftarların belli bir bağış ve üyelik aidatı karşılığında istekleri yerine getirilmeli. 

Böylelikle bu “ücret” daha çabuk toplanacaktır. 

Ama bunu isteyen bir yönetim olur mu? Elbette hayır... 

Çünkü, eş dost ve akraba dışında kimsenin üye olmasına izin verilmiyor! 

Öyle değil mi? 

Bakalım kampanyaya kimler katılacak ve ne kadar para toplanacak? 

Hep birlikte göreceğiz! 

Şunu çok net ifade etmek isterim ki, işin içine para girdiğinden beri, futbol futbol olmaktan çıktı. 

Futbolda dönen para müthiş bir şekilde yükseldi. Futbol endüstriyel sektör olmaya başladı. 

Futbolcular için renklerin ve oynadıkları takımların bir anlamı kalmadı. Kim daha çok parayı verirse o takımın formasını giymekten çekinmiyorlar. 

Taraftar için ise bu “sevda” hiçbir zaman parayla satın alınamayacak bir duygu yoğunluğuydu ve günümüzde de böyle devam ediyor. 

Taraftarların, futbol takımlarının renklerine olan “sevda”larını, futbolu yönetenler çok iyi kullanıyorlar. 

Mesela; maç öncesi bir slogan atıyor yöneticiler ve teknik heyet “Sen yoksan bir eksiğiz” diye.  Taraftarda takım ve forma “sevda”sı var ya takılıyor hemen bu çağrının peşine.   

Hava şartları ne olursa olsun taraftar olarak “soğukta donma pahasına” tribünde yerini alıp maçı izliyorsun. 

Öyle değil mi?  

Evet, futbol artık günümüzde ''endüstriyel futbol'' oldu. 

Futbolcular “trilyonlar” kazanıyorlar. 

Sen, taraftar olarak “sevdan için yağmur çamur demen” stadyumlara koşarken, tribünde her GOOL diye bağırışında hiçbir kazancın olmuyor.  

Ya futbolcular için golün anlamı ne?  

Her gol olduğunda futbolcuların hesaplarına primler yatıyor. Yani gol demek futbolcular için para demek.  

İşte bu nedenle diyorum ki; Futbol, futbolcular için “para” ve taraftarlar için “sevda”... 

Kalın sağlıcakla...