Köylü naçar, çaresiz. Yağmur yağmamıştır, duaya çıkacaklar, hocaya rica minnet ve ardından tüm köylü, çoluk çocuk, genç yaşlı tarla başında, dualar edilir. Biri şöyle söylenir, "Arkadaşlar! Bu dua kabul olmaz!"

Herkes öfkeyle ses sahibine yönelir, "Neden?" diye söylenirler...

Köylü esefle, "Şemsiyeniz yok, yağmurun yağmayacağına o kadar sizler de inanmışsınız ki, şemsiyeyi yanınıza almamışsınız!"

Sivasspor lig bitimine 3 hafta kala Süper Lig'den düşmesinin 9.sene-i devriyesinin piştisini şu anda yaşadı. Yaşamayı da aylar öncesinden haketti. Çünkü lig düşmemeye kimse inanmamıştı. Ne Sivas, ne taraftar, ne yönetim, ne de futbolcular...

Bayraklar asılmamıştı Sivas'ta son haftalarda...

Heyecan eksikti, Süper Lig'de kalma heyecanı bu anlamda yoktu...

Taraftarlar maça gelmemeye devam etti, Süper Lig'de kalmaya maça gelmemekle hevesi olmadığını kanıtlamıştı.

Yönetim futbolcu almadı, alınanlar da Süper Lig'den düşen takımların futbolcuları olarak lanse edildi, para harcamadı, çünkü o da inanmadı Süper Lig'de kalacaklarına...

Futbolcular inanmadı, hırsları yoktu, hevesleri yoktu. Ligden düşümü Hatayspor'a yenildi, kendi kaderiyle boğuşan Bodrumspor'la Sivas'ta kapıştı, beraberliğe razı olan futbolu sergiledi, inanmadı, Süper Lig'de kalmak gibi bir hırsa sahip olamadı...

Yani tüm Sivas taraftarıyla, yönetimiyle, futbolcularıyla ligde kalma duasına çıktı, ama şemsiyelerini yanlarına almadılar...

Vesselam...