Rahmeti Rahman’a kavuşan bir kelime işçisi, bir dava adamı, bir gönül eri: Yavuz Bülent Bakiler.
Sivas’ın kültür dünyasına armağan ettiği en nadide isimlerden biriydi o. Şairdi, yazardı, hukukçuydu ama hepsinden önce dilin ve milletin sevdalısıydı. Türkçenin zarafetini, Anadolu insanının yüreğini ve millî ruhun derinliğini kelimelere ustalıkla işlerdi.

Bakiler’in aramızdan ayrılışıyla sadece bir yazarımızı değil, aynı zamanda bir kültür köprüsünü de kaybettik. O, geçmişle gelecek arasında anlamlı bir bağ kurmuş; hem edebi hem fikri bakımdan Türk milletine büyük katkılar sunmuştu.

Benim için onun eserleri arasında özel bir yere sahip olan Sözün Doğrusu, sadece bir kitap değil, aynı zamanda bir duruştur. Televizyon programlarından süzülen bu kıymetli metinler, Bakiler’in Türkçeye verdiği önemi, dildeki yozlaşmaya karşı mücadelesini, kelimelerle kurduğu sağlam yapıyı gözler önüne serer. Bu kitap, onun izniyle bir dönem Bizim Sivas Gazetesi'nde de günlük olarak yayımlandı. Bu yüzden de hem edebi hem hatıra değeri çok büyüktür.

Sözün Doğrusu, sadece güzel Türkçeyle yazılmış bir kitap değildir. Aynı zamanda düşüncenin nasıl berrak bir dille ifade edileceğini gösteren bir rehberdir. Her satırıyla okuruna hem estetik hem ahlaki hem de millî bir sorumluluk yükler. Bu yönüyle ders kitaplarında yer alması gereken bir başyapıttır bana göre. Kendi kitaplığımda en ön sırada durmasının nedeni de budur: Doğru söz, doğru düşüncenin aynasıdır.

Ve gazetemiz sütunlarından hep bahsettik Bakiler hocamızdan: Sivas'ta O'nun isminin yer alması gerekli...

Ya bir kütüphane, ya da bir okul diye...

Ne yazık ki isteklerimize bir cevap dönmedi, gelmedi... Umarım şimdi olur...

Yavuz Bülent Bakiler’in ardından söylenecek çok söz var ama hepsi bir kelimeye çıkar: Minnet.
Ona ve bıraktığı eserlere duyduğumuz minnet, dilimize ve kültürümüze sahip çıkma irademizi canlı tutacaktır.

Baki kalan bu kubbede hoş bir sadâ bırakarak aramızdan ayrıldı...

Ruhu şad, mekânı cennet olsun.

Vesselam...