Kelam/söz, haberdir; iptida değildir. Mubdi ile ibda edilenin yer değiştirmesi mümkün değildir ama kendini yahut kendine alan açmak için herhangi bir şeyi mübdi olarak konuşlandırmak, insanın özü gereği becerebildiği bir şeydir. İnsan; şirk koşabilen, yoluna koşulduğunu yahut içindeki fısıltıyı rab edinebilen varlıktır. Bugün bu, teorik bilginin hakiki bilgi yerine ikamesi ile gerçekleştirilir. Nemrutluk, bu bağlamda bir ?eski mesel? değil, bir ?eski model?dir.

Modernlik; öncülsüz olmadığı gibi, istisna da değildir. Tarihsizleştirme, modernist bir operasyondur; çünkü zaman bilinci değişmeden bir insan/bir toplum değiştirilemez. Modernistler her ülkede, ısrarla kendi toplumlarının tarihini silerek, karalayarak ve kendilerini yok etmek pahasına yeni model ve tekil nemrutçuklar olmaya gönüllüdürler. Teorik olarak insan kalmak: modernist entelektüelin, akademisyenin son hâlidir. Kendini bir donanım harikası saysa da insan dışıdır; yerlisi ile yabancısı arasında fark varsa, şeklîdir.

?Ben?in, sözün insan ağzından çıkmadığını fark ettirmemek için insan ağzından çıkıyormuş gibi ikamesi; gerçekleştirilmek istenen uğruna üretilen teorik bilginin ?insan dışılığı?nı fark ettirmemek içindir. ?Bencillik?in ise gözüken bir özel şahsiyete nispetle değil; hükm-i şahsiyetler uhdesinde tatmin alanı bulabilmesi: andropomorfik bir inanç alanına dönüştürülen hümanizm aracılığıyla olmuştur.

Kapitalizm, fert başına düşen nemrutluk miktarının taksimatını rekabet nedeniyle devletin hükm-i şahsiyeti olmaksızın beceremez. Bu yüzden iktidar, bütün işleyişe zarar veremeyecek düzeyde diğer iktidar organ ve zümreleriyle paylaştırılmıştır. Sözleşmeler, haberin müptedasının öğrettiği sınırlarda belirlenmediği için, söz söylemek yalnızca bir beşerî becerinin tezahürüdür. Sözleşen tarafların eylem biçimini ve haklarını belirleyen şey, muhtelif amaçlarla kullanılabilir kudret oranıdır. Modern devletin hakemlik ve görevi; sözleşmenin mahiyetiyle ilgili değil, yürütülmesini sağlamak üzerinedir. Kanunun yalnız şekil itibarıyla geçerlilik taşıması ve şeklî değişikliklerin ait olduğu zamana göreliliği; ruhsuzluğun sürdürülmesi için şarttır. Herkesin avukata ihtiyacı olması, hukukun teknikleşmesinin doğurduğu bir zorunluluktur.

Teorik bilgi yapaydır. Teorik bilginin yapımcısı; kendini bütün hassalarıyla araçsallaştırmışsa insanlık dairesinden çıkmıştır ve söylediği söz ruhsuzdur. Sözün ruhsuzluğu, kapitalizmin bugünkü ahlakı haline gelmiştir. Sanatın her çeşidinin ruhsuzlaşmasını ayrı bir hatta tanımlamaya mahal yoktur. Arz edenle talep edenin ruhsuzlaşması, piyasanın külliyen insansızlaştırılması demektir. Yarış ve ödül ruhsuzlar arasında cereyan ettiği için söze sahte, söyleyene sahtekâr dememizi gerektiren bir ölçü kalmamıştır. Bazı şeyler işimize gelir, bazı şeyler gelmez.