TÜRK ADI; Türk toplulukları geçmişte Saka/İskit, Hun, Türk gibi farklı isimlerle anıldı. Türk adının ilk defa Erken Orta Çağ Dönemi’nde görülmeye başlandı. 6-8. Yy’dan itibaren Çin, Tibet, Hint, Bizans, İran ve Arap kaynaklarında Türkçe konuşan ve boylar hâlinde yaşayan halkların ismi Türk olarak geçti. Kuzeybatı Çin’den Karadeniz’in kuzeyine geniş bir coğrafya ahalisi farklı boylar Türk adında birleşti.

Türk kelimesi;

1. Töre sahibi: töre + k = tö(=ü)rü(-ü)k = Türk

2. Türeyen (=çoğalan): türe + k = türek(-e)=Türk

İlk olarak Avrasya’da görülen Türkleri araştıran bilim insanları, bu kadim milletin adını eski tarihî kaynaklarda aramış ve anlamlar vermiştir. Türk adı; Çin kaynaklarına göre “miğfer”, Kâşgarlı Mahmut’a göre “olgunluk çağı”, Armin Vamberi’ye göre “türemek”, Ziya Gökalp’a göre “kanun ve nizam sahibi” anlamına gelir. Türk adı “güç, kuvvet” anlamına geldiği 1911’de yayımlanan eski bir Türkçe metinden anlaşılmıştır. Türk adı, 552’de bağımsızlığını ilan eden Kök Türk Devleti ile resmî bir kimlik kazanmıştır.

TÜRKMEN ve YÖRÜK; 10.Asırdan sonra Selçuklu ile birlikte Anadolu’ya yönelen Müslüman olmuş Oğuz boylarına TÜRKMEN denildi. Daha sonraları Müslüman olan Türk cemaatlerine Türkmen adı anıldı. Türkmenler, Anadoluda kurulan tüm devlet ve beyliklerin ana unsurlarıdır. Orta Türkistan coğrafyasında Terekeme/Teraikime denildi. Türkmen adı 10-11.asırdan sonra Ulu Türk anlamında farklılık gözetmek için Gayrimüslüm Türklerden ayırmak için kullanıldı. TÜRK-MEN adı üzerinden benim özüm Türk anlamında da kullanıldı. Yörük adı 16.yy’da Osmanlı tarafından çokça kullanıldı ve yerleşti. Osmanlı yörükleri batı anadoluda ve balkanlarda bu ad ile iskan etti. Yörükler Türkmendirler.

ATAYURDU; Atayurdumuzun adı; KEBİRİ Türkistan ve Sagiri Türkistan’dır ve Asya kıtasının orta bölümü ile sonraki dönemlerde kıtanın tamamıdır. Ön Türklerin yaşadığı başlıca bölgeler Güney Sibirya, Moğolistan, Kuzey Çin, Tanrı Dağları’nın kuzey etekleri, Yedisu, Güneydoğu Kazakistan, Sirderya, Seyhun Havzası, Aral Gölü, İdil-Yayık yöresidir.

Kebir-i Türkistan/ Orta Asya; doğuda Kingan Dağları, Doğu Moğol yöresi, batıda Hazar Denizi ve İdil (Volga) havzalarına, güneyde Hindikuş (Kuzeydoğu Afganistan) ve Karakorum Dağları’na (Doğu Türkistan’ın güneyi), kuzeyde Sibirya’ya kadar uzanır.

Orta Asya ve civarları; geniş bozkırların, yüksek dağların, ormanlık ve çöllerin bulunduğu bir bölgedir. Altay Dağları, Sayan Dağları, Ötüken Dağları, Tanrı Dağları, Ural Dağları bu bölgenin en önemli dağlarıdır. Bu bölgede Yenisey, Orhun, Selenga, İrtiş, İli, Talas, Çu, Sirderya, Amuderya (Ceyhun), Volga ve Ural Nehirleri vardır. Karasal iklimin hüküm sürdüğü Orta Asya ve civarında kışlar so ğuk, yazlar sıcak ve kuraktır. Bununla beraber iklimi ılımlı otlak, vadi ve vahalar bulunmaktadır.

KÜLTÜRLERİ; Türklerin en eski yurtlarında Türklerle ilişkili olan kültür bölgeleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları Anav, Afanasyevo ve Andronovo’dur. Anav kültürünün Türkistanın güneybatısında, Kuzey Horasan’da (Türkmenistan) yerleşik hayat tarzı süren tarım toplumlarıdır. Afanasyevo kültürü Altay ve Sayan dağlarının kuzeybatısındaki bozkırlarda gelişmiş olup MÖ 2500-1700 yılları arasını kapsar. Avcılık ve hayvancılıkla uğraştıkları, taştan ve bakırdan eşyalar yaptıkları arkeolojik kazılarda görülür. Türkler sığır ve deveyi evcilleştirdikleri, bakırcılığı bildikleri, avcı ve savaşçı topluluktur.