(09/04/2020 gece)
Minnettar olacağın bir aşk yaşamadıysan zaten ölüsün demektir. Ben yaşadım. Hem de iki kez. Biri üniversitede öğrenciyken. Gidip söylemedim bile. Neden mi? Kim bilir nerde hangi kızıl kurşun öldürecekti beni. Korktum ona söylerim oda kabul eder ve bir kızıl kurşun beni öldürse onu da öldürmüş olurdum. Yıl mı? 1980’ler. Anladınız değil mi? ikinci mi? İşte en büyük aşkım. İfşa edemem. Öyle ki yazdığım “İçimdeki Kayık” isimli öykümde gizli. Ona da bu öyküyü göndermiştim. O şimdi evli. Görmek isterim doğrusu. Neyse. Bu kadar.
Anladım ki evren birdir ve bir, evrendir. Sırrı çözdüm. Tecrit olmak değil inzivaya çekilmek sırrı çözmekmiş. Halvete girmiş gibiyim. Dünya yok oldu. Döviz kuru borsa hepsi gitti beynimden. Bir sır kaldı birde sırrım. Kendime mürşit kendime sofi oldum. Sofisi tek olan tek şeyh benim. Kendini irşat eden şeyh ve kendini kendine sofi yapan şeyh. Nasıl bir makamdır. Ah bir bilsem. Atmış yıldır çözemediğim sırrı çözdürdü, virüs.Her şey hem var hem yok bugün. Kişide aynı şahısta tezahür eyledi. Yani bende .Hangisini hangisinden tevil edebilirim ki? Hem şeyh hem sofi. Patlayacak ruhum gönlüm ve beynim. Estağfurullahı çekme vaktim geldi mi? Geldi. Ya besmeleyi. O da geldi. Tövbe için bir dekor yapmak gerekir. Önce abdest, sonra seccade ve sonra salatı sela. İşte şimdi dekorda ki noktayı görürsün. Evrenin tek tekin, Evren olduğu noktayı. Tepede bir sancak dalgalanıyor bak. Miraçta miraç sancağı; namaz. Gündüz, ay aydınlığında bak. Miraç küre-i arzın en alçak noktası mı yoksa en yüksek noktası mı? Çöz şimdi bu soruyu... Evrenin sırrı bu. Sırrın evren noktası bu. İnsan medeniyeti terakki ederse bu nokta sır olmaktan çıkar. Herkesin bildiği gerçek olur. Ve işte o gün insan hakiki insan olur. Mücadelemiz bu. Güneş görmeden yetişen nebatat gibiyim şu an; patates havuç ve yer elması gibi. Titredim, bir küçük serçe gibi. Korkudan titrer insan. Bu yol korkutuyor ve ben alnım secdede titriyorum. Ruhum, ruhuna doğru titreyerek ve sema ederek dönerek duman gibi yükseliyor. Ben yanıyorum o döne döne gidiyor. Ölüm titremesi secdede başlarmış. Ölüm değil, dirilme titremesi. Titre ve kendine dön der gibi; secdem. Azrail gelmeden öldüğüm nokta; kıyam. Güneş dönmese söner. Arz dönmese kıyamet kopar. Benimde ruhum dönmese secde edemem ki. Döndükçe ruhum, küçüldü nefsim. Dedim ya şeyh oldum kendime.
Seccadem dua sancağım. Önünde eğildim dua sancağım. Önünde kıyama durduğum dua sancağım. Annemin çeyizinden kalma bu seccade.
Asıl kendine “Kim” olduğunu soracaksın. Bu Son dakika sorum oldu.