Evde otururken Allah’ın rızasına ulaştıracak yolları düşünmek zahiri ve batini ilimleri okumak insanı insan yapar diye düşünüyorum. Allah ilminde samimiyeti olanlara Allah sırrını verir.
İnsanlık tarihinde yerini almış olan bu virüs senelerce tartışılacak. Ancak esas olan virüs sonrası günlerinde nelerin değişip değişmeyeceğidir. Virüs insanlığın gaflet perdesini kaldırıp kaldırmayacağını zaman gösterecek. Virüs gök sayfalarından kağıt sayfalarına düştüğü an insan nerede olacak? İşte asıl soru bu. Yani virüsün sırları makalelere sığacak kadar azdır ama insanlığın bundan çıkaracağı dersler ummanları taşıracak kadar çok olmalıdır. Virüsün hakikatini biyologlar, tıp doktorları ve bunlardan oluşan ekip mutlaka açığa çıkaracak ama insanın virüsten çıkaracağı sonuç tamamen kendine şahsına ait olacaktır. Virüsün kıymetini bilenler insanlığında kıymetini bilecekler. İlahi esrar işte burada, tıp ilminin esrarı işte burada. Virüs günleri insanlığın mayınlı tarlada yürüdüğü günler olarak hafızamızda kalacak. Nasıl ki mayın toprağın altında ve görünmüyorsa virüste öyle görünmüyor. Mayında bastığın yer virüste nefes aldığın yer önemli. Mekân kavramı zaman kavramından bu günlerde sanki yine öne çıktı.
Virüse hakk-ul, ayn-ül ve ilm-ül yakin sağlık personelini kutlamak alkışla olmaz, onlara esas duruşta selam vermek gerekir. Allah’ım nihayetsiz lütfunla ve kereminle sağlıkçılarımıza güç kuvvet ver diye dua etmek ve evde kalmak biz avamın işi olmalıdır.
Gece rüyama geldi, virüs. Ey yaşlı adam nefsini düşünme dedi. Gururu bırak menfaatperverliği bırak dedi ve gitti. Bu neydi şimdi? Uyandığımda asıl virüsüm senelerdir içimde olduğunu anladım, yani nefsimi düşündüğüm gurur içinde olduğumu. İşte o an sağlıkçılar aklıma geldi ve dedim ki bunların mesleği benimkinden kutsal. Sanırım bu rüyayı herkes gördü. Ben sadece itiraf ettim. Hepimiz içimizde bağrımızda senelerdir taşıdığımız bu gizli düşmanları ne zaman öldüreceğiz? Virüs günlerini buna hazırlık günleri olarak kabul etsek nasıl olur, acaba? Hayatın ruhuna sahip olacağımız bu günler mi acaba? Veba salgını döneminde de insan ve insanlık bunları düşündü mü, dersiniz? Düşündüyse niçin halen insanlaşamadık. O dönemden ne farkımız var?