31 MART 2019 SEÇİMLERİ SONRASI PAYLAŞIMLAR(1)
31 Mart 2019 Yerel seçimleri üzerinden iki haftadan fazla bir zaman geçti. Türkiye; ?açık oy, gizli tasnifi? de görmüştü ama  ?böylesini görmemiştik?  dediğimiz bir seçim oldu. Sandıktan çıkan ilginç sonuçlarıyla, birleştirme tutanaklarındaki sonuçların bir partiden alınıp ötekine verilmesiyle, imzasız ve mühürsüz tutanaklarıyla, kesinleşmeyen sonuçlarıyla hayret edilen ve hayret edilecek bir seçimdi. İslambul gibi memleketin en büyük şehrinin sonucunu bile birçok şüpheye sebep oldu ve tartışmalı şekilde mazbata verildi. Seçimlerde hile yapıldığıyla ilgili her gün yeni bir bilgi ve belge yayımlanmaya devam ediyor. Bakalım sonuç nereye varacak.
Bu seçimde ben deniz de resmi görevliydim. Sorumlu olduğum binayı,  her partiden siyasiler de ziyaret ettiler. Onlardan biri de il genel meclisinde uzun yıllar görev yapmıştı ve bana;
 ?Müdür Bey: lütfen sandık başkanlarını uyarınız. Sandık kurulu üyelerine imzaları daha seçim bitmeden erkenden attırmasınlar? dedi. Başlangıçta tam neyi kastettiğini anlamamıştım. O kadar kişinin gözü önünde nasıl hile yapılabilirdi ki. Sonra konuşmasına devam etti: ?Ben uzun yıllardır siyasetin içerisindeyim. Seçimlerde, birleştirme tutanakları önceden imzalatılırsa hile yapılabilir. Sandık başkanı, altı imzalı olan birleştirme tutanaklarını, sayıları denk getirerek istediği gibi doldurup, seçim kurulunda sisteme o şekilde eklettirebilir? dedi.  Evet, olabilir mi olabilir. Burası Türkiye, burada yok, yok. Parti temsilcileri gerçek tutanağın resmini çekip partilerine gönderirler ama ellerindeki sonucun YSK´nın sistemine işlenip işlenmediğini nereden bilecekler.  Zaten seçim sonuçlarına itirazlarda böylece başladı. Partiler kendilerine ulaştırılan listelerdeki sayıları alt alta yazıp toplayınca, YSK sonuçlarıyla uyuşmadığını fark ettiler ve fırtına koptu.  Bunlar fark edilebilenler, acaba daha devletin dahi fark edemediği hileler yapılmış olabilir mi diye de sormadan edemiyor insan.
Seçim sonuçları değerlendirilirken öncelikle siyasi partilerimizin hepsinin kendilerini başarılı bulduğunu belirtelim. Biri seçimi yine birinci sırada tamamladığı için, diğeri yirmi beş yıldır başka partide olan büyükşehir belediyesini kazandığı için, bir diğeri a partisine kaybettirdiği için v.s kendini başarılı addediyor. İstatistikleri de kendinize göre uyarlarsanız, işinize geleni kullanırsanız siz de haklı olursunuz. Zaten adını hatırlamadığım bir yabancı ; ?İstatisitik, yalana takla attırma sanatıdır,?  der. Seçim tartışmalarıyla ilgili bunları aktardıktan sonra gelelim seçim sonuçlarıyla ilgili olarak özellikle sosyal medya da paylaşılanlara.
?? Parti´nin Oyları Çalındı!!!?, başlıklı çokça paylaşılan bir yazıda özetle; bakan olup, sadece kendi eşine dostuna ?bakanlar?, milletvekili olup, seçildiği şehrin çay ocağında halk ile bir bardak çay dahi içmeyip koltuklarında uyuyanlar, belediye başkanı olup, israfa, yolsuzluğa göz yumanlar hatta bizatihi bu pisliğin içinde olanlar, kadın kollarının süslü, full makyajlı, parti bütçesi ile düzenlenen lüks kahvaltıların ev sahipliğini yapan kokoşlar, gençlik kollarının havalı, ülkeyi kurtardığını zanneden züppeleri, İl İlçe teşkilatlarının, tek hedefi sonraki bir üst basamağa yükselmek olan koltuk sevdalıları, kendi partilerinin oylarını çalmış oldular, deniyordu.
            ?Şimdi eğri oturup, doğru konuşma zamanı?? başlıklı bir başka yazıda yine özetle; doğru tercihlerin halkı heyecana getirdiği, halkı sokaklara döktüğü ve terör destekçisi olduğu söylenen partiden belediyeleri aldığı,  kayyım olarak bile atansalar,  çalışan, hizmet eden, kapılarını herkese açan, halkın derdiyle dertlenen belediye başkanlarının başarılı bulunduğu,  yanlış tercihlerin, halka rağmen dışarıdan taşıma adayların, halkın sesine kulak tıkayan tercihlerin, halk istemediği halde kendi adamlarını aday gösterip dayatan teşkilatların yüzünden de oyların düştüğü  ve önemli belediyelerin kaybedilmesine neden olunduğu belirtiliyordu?
Es-selam.
      DEVAMI YARIN?