Dünyanın en soğuk bölgelerinden Sibirya'dan, Akdeniz kıyılarına kadar, pek çok noktada çıkan orman yangınları geçen yılın ilk 8 ayında, önceki yıllara göre çok daha fazla alanı küle çevirdi.
Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi (EFFIS) verileri, orman yangınlarının yok ettiği alan miktarında 2021'in olağanüstü boyutta yıkıcı yıl olduğunu dile getirirken, 2022 yılının daha sıcak ve etkili olacağına dikkat çekiliyor.
Türkiye'de 2008 ila 2020'de her yıl ortalama 20 bin 760 hektarlık alan yanarken, bu miktar 2021’in son 8 ayında yüzde 755 artmıştı. 2021'in ocak ile ağustos ayları arasında kül olan ormanlık alan 177 bin 476 hektara ulaşmıştı. Ve o günlerde herkes “ciğerlerimiz yandı!” edebiyatlarıyla haşır neşir olmuştu.
Ama konunun uzmanları özellikle şunu söyleyince ben rahatlamıştım; “doğa kısa zamanda kendini toparlar ve daha gür şekliyle ormanlar kısa zamanda oluşur!”
Bunda sıkıntı yok, evet, bilinen bir gerçek: orman alanları başta olmak üzere tüm doğa alanları kısa zamanda kendini toplar ve eskisinden daha gür gelir. Ama…
Ya insan müdahale ederse ne olur?
Felaket…
O orman alanları için neler yaparlar, neler yaptırırlar?..
***
Demeye kalmadı, 2022 yılının ilk yangını Marmaris’te başladı ne yazık ki. Sabotaj ihtimali yüksek olduğu belirtilen bu alandaki yangın dün itibari ile sönmeye başlamıştı. Ama yaz ayının bu ilk günlerinde korkutan bu yangınlar ne yazık ki yaz ayının daha sıcak geçeceğinin göstergesi.
***
Orman alanı bakımından fakir, ilk defa Sivas’ı görenler için ‘bozkır!’ tabirine haiz Sivas’ta bir iki orman alanı vardır, rahatlatır bizleri. İşte: Paşa Fabrikası alanı, Gardaşlar Orman alanı gibi.
Mangalların hava kirliliğine etken alanları olan bu bölgelerimiz pandemi sürecinde çok rahatlamış ve her yerde olduğu gibi bir toparlanma olmuştu. Ama Sivas için belki bir orman yangını korkusu olmayabilir, şu imar meselesi olmasa!..
Sivas için de en büyük yangın, en büyük felaket, en büyük insan müdehalesi imar, imar, imar…
Şu anda yangın ile birlikte sayın yetkili ve etkili olan tüm kuruluşlara, kurumlara, kişilere bir daha seslenmek istiyoruz ki, gelin bu Gardaşlar Ormanını koruyalım, yaralamayalım, vasfına saygı duyalım, çocuklarımıza hiç olmazsa buncacık bir yeşil alan daha bırakalım.
Bu bizim görevimiz, hem geleceğimiz için, hem doğa için, dünyamız için…
Yakmayalım, yıkmayalım ciğerlerimizi…