Sivas futboluna ilişkin, elimden geldiği kadar adam akılcı ve sahici çözümlerde ve yargıda bulunmak istiyorum.

İşimin zor olduğunun farkındayım!

Yaşanan gerçekleri dile getirmek lazım.

Geçiştirmek işin en kolay yanı.

Eğer ne şiş yansın ne kebap dersem, olmaz ve buda bana yakışmaz.

Öyle bir futbol ortamındayız ki futbolu yönetenler çok alıngan. İnsanlar, yol gösterici bir eleştiriyi bile kabul edemiyorlar. Kimse içine sindiremiyor.

Sivasspor’u yıllardır borçsuz ve de en iyi yönetilen kulüp olarak gördük.

Şimdi bakıyorum da ne olduysa yapılan açıklamalarda borç batağında gibiyiz.

Kulübü idare edenler yıllardır biriken ve her geçen gün artan borç sarmalından soluk alamıyoruz diyorlar..

Transfer yapamıyor!

Borçtan kurtulmak için, SMS kampanyaları düzenleniyor.

Halbuki Sivas, havasındanmıdır, suyundanmıdır, futbolcular için bir cennetti.

Sivas’a transfer olduktan sonra ev aldım, araba aldım yada para biriktirdim diyen futbolcular “mıh” gibi aklımızda.

Sivas’tan ayrılırken, alacakları kalmıyor ve mutlu ayrılıyorlardı.

Sezon içerisinde maçlarda forma giyseler de giymeseler de kimsenin Sivasspor’dan alacağı kalmıyordu.

Birkaç sezondur ise özellikle yabancı futbolcular, sözleşme bitiminde kaldıysa alacakları, ki kalıyor, yazıyorlar dilekçeyi UEFA’ya sorunlarını çözüyorlar.

Yoksa transfer yasağı geliyor, canım Sivasspor’a…

Son yıllarda nedendir bilmiyorum, çok yanlış transferler yapılıyor.

Düşünüyorum da herhalde Sivasspor’un yöneticileri, birilerinin iki dudağının arasına tutsak düşüp doğru yanlış bakmaksızın yapıyorlar transferleri.

En üzüldüğüm nokta ise bu vahim kısır döngü, “olmadı silbaştan misali” her yıl böyle sürüp gidiyor.

Öyle ki yüzlerce futbolcu, onlarca teknik adam, gidiyor geliyor.

Sivasspor futbol takımı her sezon tekrar yenileniyor!

Her transferin ardından yapılan açıklama ise “bu yıl harika bir kadro oluşturduk, tamam şampiyonuz, kesin çıkarız” söylemini duyuyoruz.

Bu kötü alışkanlığa camia olarak alışacağımızdan korkuyorum.

Yapılan yanlış transferler ve kurulan güçsüz takımlar nedeniyle “Sivasspor’u bu hale düşürenlere” birileri çıkıp hesap sormalı!

Söyleyecek birkaç sözümüz olmalı, değil mi?

Ama yok, bu şehirde muhalefet tabudur. Yapılanların kötü olduğunu söylerseniz, asıl kötü sizsiniz!

Bir biçimde bazı kesimler tarafından susturulmaya bile çalışılırsınız!

O nedenle de Sivasspor camiasında büyük bir çoğunluk, “ne haliniz varsa görün, koyver gitsin” deyip kenara çekiliyor.

Yapılanları elleri böğründe dışardan seyrediyorlar!

Sivas’ta farklı bir söz söyleyen sesler ya eksik, yada hiç yok.

Oysa ki benim çok sevdiğim bir söz vardır. Yeri geldi dillendireyim “Dünyada hem iyimserlere hem de kötümserlere ihtiyaç vardır. İkisinden biri olmasaydı, yaşamdaki denge kurulamazdı.”

Evet, İyimserler uçağı, kötümserler de paraşütü icat ettiler.

Kalın sağlıcakla…