Darbenin 90. günü olan 15 Ekim 2016 tarihinde, Fidan Yazıcıoğlu Hanımlar Kültür Merkezi´nde ÖZGÜRDER organizesinde düzenlenen programda 15 Temmuz Gazilerini dinleme imkânım oldu.  Adını tarih kitaplarından okuduğumuz; Nene Hatun, Erzurumlu Kara Fatma, Şerife Bacı, Nezahat Onbaşı, Halime Çavuş, Tayyar Rahmiye ve Kılavuz Hatice gibi Kurtuluş Savaşımızın cephelerinde bizzat savaşan , cepheye mermi taşıyan ,   yurt toprağını isteyen düşman askerlerini yurdun toprağının altına sokan bacılarımızın günümüz temsilcilerinden olan 15 Temmuz Gazisi Safiye Bayat hemşehrimizi dinledim önce. Sırtındaki çantasıyla tek başına tankların karşısına dikilen yiğido kardeşimiz o geceye dair şöyle söyledi:
?Herkes karanlık bir geceydi diyor, hayır ap-aydınlık bir geceydi. Ben şehadete yürüyerek gittim. ALLAH için yürüyen ayaklar hiçbir zaman yenilmezler.?
?Darbecilere sizin burada ne işiniz var?  diye soran Safiye Hanım; eli silahlı hainlerin yüzüne ?ben senden korkmuyorum, beni vurmak istiyorsan arkamdan vur? diyerek sırtını dönmüş onlara. ?Ben korkmuyorum dedikçe, darbeciler korktular.? diyor.Çünkü; ?Müğmin kalpler, zalimin karşısında cesur yüreklerdir.? ?O gece Çanakkale ruhu sirayet etti bizlere.? ?O gece şehit olanların, nasıl şehit olduklarını gördüm. Yüzleri çok güzeldi?? ?Yeter ki O´na sığının, yeter ki O´ndan isteyin.?
Yine o gece ağzına giren kurşun ile ağır yaralanan ve halen konuşmakta güçlük çeken Gazi Levent DEVECİ : ?Geriyi düşünürseniz; geri dönersiniz.? diyerek milletimizin o geceki ruh halini özetlemiş oldu.15 Temmuz gecesi sabaha kadar sokakta olan Şair-Yazar ALİ DEĞİRMENCİ ise: ?Biz şehit olamadık, utanç içerisindeyim? dedi.
Bizler artık; 15 Temmuz 2016 Yurtta Sulh Cuntası Darbe Girişimini yaşamış insanlarız. Hainliğin daniskasının üzerinden neredeyse yüz gün geçti. Tarih; biz yaşarken yazıldı ve her şey biz yaşarken oldu. Hep birlikte; alçaklığın, kansızlığın, ihanetin, dinsizliğin, dangalaklığın ve haşhaşiliğin ne demek olduğunu, bu kavramların karşılığının neye ve kimlere tekabül ettiğini yeniden öğrenmiş olduk.
Daha nice gazilerimiz var. İki yüz kırk bir şehidimiz var ve darbenin üzerinden yüz gün geçti. Amahiç rahat günümüz olmuyor maalesef. Hep teyakkuz-tam teyakkuz halimiz devam ediyor. Devlet kademesinden II. Kurtuluş Savaşı veriyoruz diye defalarca açıklama yapılmasına karşın; birileri, tarikat, vakıf, stk, cemaat yarıştırıyor ve boşalan alanlara adam yerleştirmeye çalışıyor. Bu durumun, Fatih Sultan Mehmet İslambul´u fethederken, meleklerin kanatları var mı tartışması yapan ortaçağ kilisesi yetkililerinden ne kadar farkı var acaba?.
Bu yüz gün sonunda, devletimiz daha sakin ama daha dikkatli adımlar atarak FETÖKOPAT FETÖRİSTLERİ iyi ayıklamalıdır. Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle alt tabakada yer alan ve ibadetle ile meşgul olan, darbeden haberi olmayan BY LOOK v.b gizli programlar kullanmayan, bu örgütü hiç değilse 15 Temmuzda görebilmiş, FETÖ´nün arkasında durmayan kamu görevlilerini de daha fazla mağdur etmeden iade etmelidir. Suçları sabit olanlar ile kamu görevlerinden atılanlar hakkında da devletimizin tedbirler alması icabeder. Bunların çocuklarının sağlık hizmetlerinden yararlanmaları vb. konularda düzenlemeler yapılmalı, terörle ilgisi olmayanların yaşam alanları çok daraltılarak terör örgütlerinin kucağına atılmamalı, terörize edilmemelidirler. Teröre bizzat karışan ya da organize edenlerin ise en kısa zamanda cezalarını çekmeleri sağlanmalıdır. Yapılan her iş ve uygulama özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin eline fırsat vermemelidir. Bu mahkemeye açılan davalar yetkin kişilerce yakından takip edilmeli, davalar mümkünse yurt içinde çözümlenmelidir?
            Hainliğin daniskasına rağmen; 15 Temmuz 2016 sonrası Türkiyem çok daha güçlüdür. Yeni ve daha büyük bir tehlike ise; 15 Temmuz sonrası çok daha güçlü olan ülkemi sindiremeyen, Avrupalı ve Amerikalı düşmanlarımızın daha ne kadar alçaklaşabilecekleridir. Darbe gecesi BAŞKOMUTAN ERDOĞAN´ın uçağının radar bilgilerini paylaşmaları, bu şeref yoksunlarının amaçlarının ne olduğunu bilmeyenlere de göstermesi bakımından önemlidir. Şanlı Türk Bayrağını yasaklamaları, Türkler ülkelerine dönsün demeye başlamaları, önce Cumhurbaşkanını öldürmeleri gerekirdi şeklindeki hezeyanları, darbecileri muhatapları olarak görmeleri gibi gerçekler bizleri Kuran´ı Kerim´i anlamaya ve ona sımsıkı bağlanmaya sevk etmelidir. Çünkü Kuran:  ?Ey inananlar, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin?? (Nisa :144) demektedir.
Ali DEĞİRMENCİ´nin ifadesiyle nasıl ki Arap baharını tetikleyenlerin başında  ?Mavi Marmara Organizasyonu? vardır, 15 Temmuzda tüm mazlum milletlerin darbe ve silah korkusunu yenmelerini tetikler inşaALLAH?