Burada o sözleri tekrar yayımlarsak denilmek istenen daha iyi anlaşılacaktır. Zira bu sözlerin ardından büyük tepkiler oluşmuş, kabineden ise yumuşatma açıklamalar gelmiş ve sonrasında beyaz önlük reformları ardı ardına açıklanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri aynen şöyleydi: "Son zamanlarda bir şey daha çıktı hastanelerde şöyle böyle oluyor diye. Bakın hatalarımız olabilir. Bu devasa şehir hastanelerini yapanlar kim? Doktorlar az para aldığı için ayrılıyorlar, değerli kardeşlerim samimi konuşuyorum dost acı söyler ama gerçeği söyler bu hastaneleri inşa eden biziz. Bu doktorları okutan yetiştiren bu devlet değil mi? E? Bu devlet sizi okuttu yetiştirdi en çok maliyeti yüksek olan da sağlıktır. Ama şimdi az para veriyormuş. Sordum en az alan ne alıyordur? 8 bin 9 bin, en yüksek alan 25 bin civarında. Buna rağmen özel sektör çok daha yüksek verdiği için oralara kaçıp gidiyorlar mı. Açık konuşuyorum, açık konuşmayı severim. Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni, bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz buralarda onlarla devam ederiz. Gerekirse yurt dışından ülkemize dönmek isteyenleri süratle davet ederiz. Buralar boş kalmaz merak etmeyin. Doktorluk gibi bir aziz mesleği oraya onu dayamak herhalde pek de insani değildir. "
Bu sözlerin olduğu zamanlardaki sıkıntıları da hatırlamak lazım…
Hastanelerde doktorların eylemleri vardı, sadece aciller hizmet veriyordu. Hatta Sivas Diş Hastanesi acili bile hastalara bakmamıştı. Çünkü doktorlar yıllarca edindikleri özlük hakları erimişti. Çok kazanan değil artık az kazanan olmaları eylemler yapmalarına sebepti ve halkın bu noktada isyanına Cumhurbaşkanı Erdoğan destek vermiş, doktorların o dönemde sarfettikleri afaki sözlere karşın gerekli cevabı vermişti, bence…
***
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca yanlış anlaşılmalara karşı açıklamalarda bulundu ve ardından meşhur twitter mesajını yayınladı: "Sağlıkta Beyaz Reform’a destek kuvvet, 85 bin yeni çalışma arkadaşı! Görülmemiş başarılar için görülmemiş büyüklükte bir kadro açılıyor. Gözümüz aydın. Bakanlığımız, bu yıl 85 bin kadro açıyor. Yeni çalışma arkadaşlarımızın sayısı, bazı ülkelerin nüfusundan fazla! Gözümüz aydın."
İşte bu açıklamanın ve düzenlenen reformlar ardından doktorlar eylemlerine son verdi, randevular verilmeye başlandı. Hastanelerden uzun süre alınamayan randevulara artık cevap veriliyordu, bu gerçekleri dile getirmek gerek, yalanlayan yalancıdır. Koskoca poliklinikte bir doktor görevliydi, diğer doktorların randevuları kapalıydı ve yoklardı. Bunları bizzat yaşayan bizlerdik ve susuyorduk. Ama o dönemde yazıyı kaleme almış, köşemde yayınlamış, doktorların bu eylemlerini eleştirmiştim.
Dedik ya, sonrasında reform müjdesi ve ardından sağlıkta önemli açıklamalar:
“Ek ödeme arttı, hastanelerin üzerindeki yük kalktı. Herkes çalıştığının karşılığını alacak. Asistanlara pozitif ayrımcılık geldi. Asistanların teşvik ödemelerinde yüzde 50’ye kadar ek artış olacak. Rapor sistemi değişti. Sözleşmeli doktorlar daha iyi özlük haklarına sahip olacaklar. 85 bin sağlık çalışanı ve tıbbi sekreter alınacak.”
***
Sonuç mu?
Hastane randevularına rahatlıkla ulaşıyoruz, Doktorlar görevlerinde, eski günlerde olduğu gibi devlet hastaneleri artık gözde hastaneler hüviyetinde…
Duyuyoruz ki doktorlar dilekçe veriyormuş devlet hastanelerine dönmek için…
Dönüyorlar efendim, tekrardan dönüyorlar, ne güzel…
Özel hastanelere gitmemize salık verilmeler artık son buluyor…
Sağlıkçılar da, hastalar da paralarına kavuştular diyelim, ne diyelim…
Yaşasın reform…
Doktorlar dönüyor!
Selahattin Çerik
Yorumlar