Sınıfları şenlenen okullar? Cefakâr ve vefakâr öğretmenler? Mütebessim talebeler? Taze hedefler? Ders, müfredat, imtihan ekseninde umutlu yolculuklar? Kısaca eğitim ve öğretim serüveni?
Eğitim-Öğretim; okul, aile ve öğrenci faktörlerinin hepsinin ayrı ayrı öneme haiz olduğu disiplin ve inanç gerektiren mühim bir süreçtir. Öyle ki bu paydaşlardan bir tanesi vazifesini layıkıyla icra etmezse süreç tıkanır. Tıkanan süreçten de en büyük zararı yeni nesiller görür. Bu durumun vebali ise toplum nezdinde çok büyüktür. Ayrıca tahrifat çok fazla olacağı için tedavisi de uzun zaman alacaktır.
Öğrenci bir bakıma taptaze bir tohumdur? Önce ekilecek, gerekli hassasiyet gösterilerek bakımı yapılacak, sonra da bereketli topraklar üzerinde yetişecektir. Akabinde millete ve memlekete faydalı olacaktır? Gaye bu olmalıdır, çalışmalar bu doğrultuda yapılmalıdır.
Öğrenci her hâliyle talep edendir. Öğretmenlerinden, ailesinden hep bir şeyler beklemektedir. Talepleri karşılandığı oranda yenileriyle mutlaka gelecektir. Eğer doğru bir hedef ve yol gösterildiyse bu talepler; kendisini yetiştirme, topluma faydalı birey olma cihetinde olacaktır. Derslerine her zamankinden daha çok önem verecek, ödevlerine ayrı bir ehemmiyet gösterecek, okula koşa koşa gidecek, öğretmenlerine saygıda kusur etmeyecektir? Memleketi adına hoş hayaller kuracaktır?
Talepler karşılanmaz ve doğru bir yol da gösterilmezse eyvah ki ne eyvah? Öğrenci zamanla okuldan, aileden kopar ve kendince yeni hedefler dolayısıyla da yeni yollar bulma çabasına girişir? Hele ki uygunsuz insanları arkadaş edinip, lüzumsuz mekânları mesken tutmaya başladıysa geri dönüş artık çok zordur? Telefon, televizyon, tablet, internet, sigara, içki bu yolun iştah kabartan yasaklı meyveleri olacaktır? Kalem, defter, kitap, okul lügatlerden çıkacaktır?
Nihayetinde öğrencinin başarılı olup ülkesine faydalı bir evlat olmasında da başarısız olup memleketine yük olmasında da en önemli iki etken okul ve ailedir?
Okulun temel taşını teşkil eden öğretmen mesai kavramından sıyrılıp çabasına çaba katmadıktan, dersi sadece sınıfa has görmeyi bırakmadıktan, her bir öğrenciye kendi evladıymış gibi hususi özen göstermedikten sonra eğitim, gerçek mânâda hayat bulmuş sayılamaz.
Bir öğretmen düşünün ki öğrenciler soru sormaya korkuyor, oturduğu yerden ders anlatıyor, ders dışında öğrencilerin hiçbir sorunuyla alakadar olmuyor, öğrencilerin kişilik özelliklerinin gelişimi adına hiçbir sosyal-kültürel etkinlik düzenlemiyor? Okula gelen velilere surat asıyor, onlara vakit bile ayırmıyor? Kendisini yenilemiyor, kitap dahi okumuyor? Bu kapsama okul idarecilerini de dâhil edebiliriz? Böyle bir ciddiyetsizlikten ortaya ne çıkabilir ki?
Tabiî mevzu öğretmen ve okul ile bitmemektedir? Bu süreçte aile de en az okul kadar mühimdir?
Çocuğun ihtiyaçlarının karşılanıp okula gönderilmesiyle mesele tamamlanmış olmuyor ne yazık ki? Asıl mesele ondan sonra başlıyor? Zira aile eğitim ve öğretimde çok önemli bir kontrol mekanizmasıdır? Öğrencinin her hâlini takip etmekle mükelleftir? Çocuğu kendi hâline bırakmak hiç de insanî bir yaklaşım değildir? Bu mantık çocuğu göz göre göre ateşe atmaktır. Aile, okul ile birlikte çocuğuna bir hedef belirlemeli ve bu hedefe giden yolda onu asla yalnız bırakmamalıdır? Karşılaştığı her müşkülatta, düştüğü her umutsuzlukta yanında olmalıdır? Derslerini, okula devamını, ödevlerini, ilgi ve istidatlarını, davranışlarını, sosyal hayatını bilhassa takip etmesi lazım gelir.
Günümüzde maddî imkânsızlıklar sebebiyle okula devam etmeme durumu yok denecek kadar azdır. Hatta yoktur diyebiliriz. Çok şükür devletimizin vatandaşlarına sunduğu imkânlar artmıştır. Her alanda olduğu gibi eğitimde de ülkemiz çağ atlamıştır.
Asıl sorun evin içindedir. Bir aile düşünün ki ortak hiçbir noktaları yok. Hiçbir paylaşımları yok. Anne sürekli ev işleriyle ve televizyonla meşgul? Baba işten eve yahut işten kahveye şeklinde bir hayat idame ettirmekte... Çocuk ise kendi hâlinde? Anne-baba çocuğun hiçbir meselesinden haberdar değildir. Okula gitmiş mi, derslerini yapmış mı, kiminle oturur kalkar hiç bilmemektedirler? Bunlara ayıracak zamanları dahi bulunmamaktadır? Bu durumda okulun da öğrencinin de yapabileceği pek fazla bir şey yoktur aslında? Sonuç hüsran? Hem aile hem de ülke adına? Ne yazık ki günümüzde böyle vakalarla çok fazla karşılaşmaktayız?
Hakikatte bu hayatî yolculukta yapılması gereken bellidir. Okul ve aile işbirliği? Okul-aile işbirliği öğrenci üzerinde mutlaka olumlu neticeler verecektir. Öğrenci; okul ve aile tarafından amacına ulaşma gayesinde ve kendini gerçekleştirme yolunda ciddiyetle takip edilmeli, her hâli rehberlik hizmetleri kapsamında birlikte değerlendirilmelidir? Meseleler paylaşılarak çözülmelidir? Zira hayat bir paylaşmadan ibarettir?
Okul ve aile el ele verirse millî ve manevî değerlerine sahip çıkan, millet ve memleket sevdalısı nesiller mutlaka yetişecektir. Ve yetişen o nesiller, Allah´ın izni ve inayetiyle memleketin dirilişine vesile olacaktır.
Eğitimde Okul-Aile İşbirliği
İbrahim Kaya
Yorumlar