İnsan kendini bile bile ateşe atar mı? Atar elbette... Hem de sınırsız ve sonsuz bir zaman diliminde hiç sönmeyecek ateşten kuyulara... Farkına varmaz bile yaptığının. Bir de bakmışsın kuyunun dibinde. En dibinde? Ahlar, vahlar fayda etmez sonra. Dünyaya geri dönmek ister ve eğer bir fırsat daha verilirse iyi ve hayırlı işler yapacağını, yanlış insanların peşinden gitmeyeceğini, söyler. Ama artık geri dönüş yoktur. Gün Hesap Günü´dür?
       Rahmet, bereket ve mağfiret ayı Ramazan-ı Şerif´i bütün güzellikleriyle idrak ediyoruz. Her ne kadar bedenimiz aç kalmış gibi görünse de ruhumuz doyuyor. Maneviyatımız her zamankinden daha güçlü. Her tarafta paylaşma adına güzel manzaralar...
        Maalesef bu güzel havayı teneffüs edemeyenler de var. His yoksunu, ahlaktan nasibini almamış insan olduğunu zanneden yaratıklar... Oruç tutmazsın veya tutamazsın bu pekâlâ anlaşılabilir... Zorla değil... Allah bir kolaylığını verirse nasılsa tutulur. Lafım bunlara değil tabii ki...
       Oruç tutanlara düşmanlık derecesinde kin besleyenler ve onları her türlü ortamda rahatsız edenler yok mu? Zavallılar... Gerek toplum içinde gerek sosyal medya aracılığıyla insanlığın yegâne kurtuluş kaynağı İslam´a, hayat rehberimiz Kur´an-ı Kerim´e, Hazreti Peygamber´e (sav)ve hatta yüce Allah´a(cc) ağza alınmayacak ifadeler kullananlar... Bütün kutsal değerlerimizi insafsızca yok sayanlar...
       Ne kadar hain varmış içimizde de haberimiz yokmuş... Sosyal medyanın tek faydası bu olsa gerek.  Hainlerin hainliklerini ifşa etmek? İnanın ellerine fırsat geçse kendileri gibi düşünmeyenleri bir kaşık suda boğacaklar. Bu apaçık ortada... Allah fırsat vermesin.
       Hani düşünceye saygı vardı? Nerede kaldı sizin insana ve düşünceye saygınız?  Hasta bir zihniyet? Kendine gelince saygı, başkasına gelince düşmanlığın en âlâsı... Ne kadar da nankörler. İnsanlıkları bu kadar işte...
       Sadece Ramazan-ı Şerif ve oruç mu? Değil tabii ki de? İslami değerlere saldırıların yanında zulüm, yakma, yıkma, öldürme... Zalimler, hainler, kâfirler, fasıklar, münafıklar, korkaklar, fırıldaklar hep bir arada.
       Müslümanlar dünya tarihinin en karanlık dönemlerinden birini yaşıyor maalesef... Elimizden bir şey gelmiyor duadan başka. Yalnız O´na inanıp yalnız O´ndan yardım dileniyoruz günde beş vakit. Şunu da biliyoruz ki Hesap Günü´nün varlığına iman edenler bu türden gayri ahlâkî ve insafsız saldırılarla hiçbir şekilde yıkılmazlar. Her daim dimdik ayakta kalırlar. Her şeyin en iyisini, en hayırlısı bilen Yüce Allah(cc)´tır... Ve O her şeyi görmekte ve yazmaktadır.  
       Rabbimiz yüce kitabımız Kur´an-ı Kerim´de ne diyordu; ?Ey Peygamber! Sakın zalimlerin yaptıklarından Allah´ın gâfil olduğunu sanma! Ancak Allah, onların cezalarını, gözlerin dışa fırlayacağı güne erteler.? (İbrahim-42)