İslamcıların kırıkları...
Bilerek söylüyorum kırılgan değil, kırık...
Aynalarınız parçalanmış ve hiç bir görüntü gerçeğinizi yansıtamaz olmuş.
Hani bir zamanlar siyasilerin, milletvekillerin yolunu kesiyor ve olmadık lafları söylüyor, aklınıza ne gelirse hırsla ve kinle dile getiriyordunuz. Şimdi ise "yumuş uşağı" gibisiniz. Milletvekillerinizi tanımadığınız gibi, yanlarına varmanız bile mümkün değil. Varsanız da ezile büzüle ve küçük taleplerle...
Dar alanda paslaşmalarınıza yetecek bir dernek, vakıf bulmakta ustasınız ama derdiniz yok... Bir zamanlar eleştirdiğiniz STK´lar gibisiniz; eğlencelisiniz ve eğlenceliksiniz.
Derdiniz de yok sözünüz de...
Söz söyleyecek yüzünüzde...
Bakanınıza, şehirle ilgili mühim bir talebimi dile getirmiştim, "Biz ılımlı olanlarla çalışırız!" demişti. Mıh gibi bir sözdü ve aslında tam bir durum tespitiydi. Öyle oluyor ve hepiniz şimdi ılımlısınız. 
Kime göre ılımlı?
Bu soru mühim...
Ilımsız olanlar öteye, ılımlılar beriye...
Heyhat! Genellikle tercih edilen ılımlılar içinde de yoksunuz...
Düşüklüğünüz yanınıza kâr kalıyor.