KURT SÜRÜSÜNDE
OLMAK YA DA OLMAMAK
Şairin ne üstüne söylediğini tam
olarak bilmemize imkân yoktur. Bazen şairin kendisi
de sözünün ardına düşmemiş ve düşünmemişse;
hangi hissin dokunuşuyla söylediğini
fark edemeyebilir.
Kemalettin Kamu´nun ne zaman
?İzmir´e Tahassür? şiirini okusam,
duygulanırım. Kimi zaman duygularımı bastıramam
ağlarım:
?Anne, deniz nerde, yalımız nerde?
Hani gideceğimiz İzmir´e der de
Beni uyuturdun dizinde anne!
Geçende ablam da öyle diyordu
Bu bahar İzmir´e girmezse ordu
Kanmam sözünüze sizin de anne!
Yeşil bir bahara büründü dağlar
Bülbüllü bahçeler, üzümlü bağlar
Kimlerin işine yarıyor anne!
O bağlar nerede, bahçeler nerde?
Her akşam güneşin battığı yerde
Gözlerim İzmir´i arıyor anne!
Şimdi bir kuş olsam, kanadım olsa
İzmir´e giden yol eğer bu yolsa
Bir başıma bile giderim anne!
Bir çetin bilmece sorsam Paşa´dan
Söylemem memleket bağışlamadan
Mutlaka İzmir´i isterim anne!?
Evet, 9 Eylül 1922, saat 11.00. Türk Süvarisi
İzmir´e girdi. Konağı aldı. Binbaşı Şerafettin ve
Teğmen Ali Rıza birkaç erle hükümet konağının merdivenlerini
yıldırım hızıyla çıktı. İkinci kattaki balkondaki
Yunan Bayrağı´nı indirdi ve Türk Bayrağı´nı çekti.
Aslında Kurtuluş Savaşı işte o an bitti. Halk coşku
içinde Paşa´sını bekliyordu. İzmir´e tahassürünü
?hasretini, özlemini? bilmeceye döken çocuğa,
Mustafa Kemal Paşa, İzmir´i verdi. İzmirlinin Atatürk
sevdası boşuna değil. İzmirlinin vefası boşuna değil.
Yüce Önder, o gün İzmir´in alınışı ile ilgili şu mesajı
vermişti:
?İlk verdiğim Akdeniz hedefine varmakta orduların
gösterdiği gayret ve fedakârlığı hürmet ve takdirle
anarım. Elde edilen büyük muzafferiyetin yapıcısı
olan kıymetli arkadaşlarıma en içten teşekkür ve tebriklerimi
bildiririm. Orduların bundan sonra verilecek
hedeflerin alınmasında da aynı fedakârlık yarışmasını
göstereceklerine inancım tamdır.?
Atatürk bir gün sonra İzmir´e geldiğinde, ?Bu başarı
milletindir,? dedi. Kırmızı-beyaz renklerle süslenmiş
otomobil ile Konak meydanına girerken ağaçlar arasında
gördüğü kuzu için ?Aman şu kuzuyu kesmesinler.?
diyecek kadar duyguluydu.
İzmir halkı gördüğü zulüm ve işgal sonrasında
Yunan bayrağını bir atın kuyruğuna bağlamıştı.
Bayrak yerlerde sürünmekteydi. Mustafa Kemal buna
engel oldu. Konuk olacağı evin kapı eşiğine ipekten
bir Yunan bayrağı serili olduğunu gördü. Halk ondan
bu bayrağı çiğnemesini bekliyordu. Paşa: ?Bir milletin
istiklalini temsil eden bayrak çiğnenmez!? dedi.
Atatürk´e Erzurum ve İzmir´den hemşerilik teklifi
gelmişti. O İzmirlilere yazdığı mektubun sonunda
şöyle diyordu:
?İzmir Muhterem Hamiyetli Ahalisine,
İzmir Belediye ve Yönetim Meclisleri aracılığı ile
bana İzmir Hemşehriliği sanı verildiğini öğrendim.
Ülkemizin Akdeniz´e karşı ışığı olan, düşman işgalinden
kurtulması için bütün ülkeyi seve seve yıllarca
sıkıntılara sürüklemiş bulunan İzmir´imizin hemşehrileri
arasında sayılmak bana sonsuz bir sevinç ve
övünç olmuştur.
Bundan yaklaşık üç yıl önce İzmir felaketi ile yüreği
en büyük üzüntü ve aynı zamanda en güçlü bir
inanç kararlılığı ile çarpmış; başladığımız bağımsızlık
savaşında bana en güçlü umutları vermiş olan yiğit
Erzurum halkı da beni hemşehrileri arasına almakla
ödüllendirmiş oluyordu.
Bana ulusal savaşımızın, önemli bir girişiminin
başlangıcını anımsatmakta bulunan Erzurum hemşehriliğine,
savaşımızın zaferini müjdeleyen İzmir
hemşehriliğini ekleyerek, değerli bir ödül vermiş
İzmirli hemşehrilerime sevgi ve bağlılıkla teşekkürlerimi
sunarım. İzmir´in acılarını gidermek için genel
görevlerimizin verdiği zorunluluktan başka özel ve
içten bir ilgi ile çalışmak, benim için bir ülkü olacaktır.?
İzmirliler hemşerileri Atatürk´e gösterdikleri sevgi
ve vefa, kaç vilayetimize nasip olmuştur? Gavur (!)
İzmir ne kadar öğünse azdır.
İzmir´e Tahassür ?Özlem?
Ahmet Özdemir
Yorumlar