Kur´an´da ne kadar yazıyorsa o kadarına elbette kaniyim. Habil ile Kabil hakkında verilen bilgi için de öyle. Sunulan iki metadan birinin ilahî teveccüh görmesi, hasetliğe zirve yaptırır; hasetlikse cinayete varır. İki kardeşin ürettikleri içerisinden makbul görülmeyenin, üretiminin yasaklanması söz konusu değildir; ilâhî teveccüh, ahlakî istikamet ve tavır tavsiyesidir. Tavsiyeye rağmen, rekabetin iki ayrı tercihe yol açtığını, iki şahıs etrafında örülen hikâyeden öğreniyoruz. Hikâye; rekabetin hayırda yarışmak ve hasetlik düalitesini anlatır ve nihai kazananı yoktur. Habil ?hayırda yarışmak? uğruna ölümü göze alır, kardeşinden kuvvetli olduğu halde el kaldırmaz. Kabil ise pazarın tek kârlısı olmak için rekabeti kardeşini öldürme noktasına vardırır. Ziraat; bitmez tükenmez sınır kavgalarının ve mülk edinme hırsının en çok göze battığı alan olmuştur. Ama her çiftçinin cani, her çobanın maktul olmak gibi bir zorunluluğu yoktur. Eylem, aktörlerin tercihlerine göre biçimlenir. Üretim ve mülkiyet biçiminin eylemi belirlemiş olduğu sonucunu çıkarmak; ahlakı piyasadan sürmeye yöneliktir ve hangi şekilde olursa olsun bir tür ?cebriye? yoludur. İki kardeşin ne üretip, ne sunacağına dair bir kota yahut sınır yoktur; ?kendi başlarına? seçmişlerdir. Bir duygu olarak hasetliğin potansiyel eylem kaynağı olduğu, Kabil´in rekabetten cinayete varan eyleminden görmekteyiz. ?Toprağa gömme? bir yönüyle tarihe gömmekle aynıdır; haberdar edilmeseydik bu olay tarihe gömülmüş olacaktı. İnsanın duygularını hesap dışı tutarak, tarihten rasyonel sonuçlar çıkarmak bizzat ideoloji olduğu gibi, her ideoloji böyle bir yol izlemektedir. Sonuç ise: Öyle yahut böyle en ağır istismarı içerisinde bulunduran düzenleme sevdasıdır. Kabil ve Habil saf tiplerdir; ikisine birden her insanda mevcut imtihan alanı da diyebiliriz. Rekabet; ?ortak hayır?da yarışmak güzel ahlakıyla, ?kendisi için kârlı? olanı ele geçirme arzusuna dayalı iki ayrı ümran tipinin mümkünlüğünü ihtar edebilir. İmam Gazâlî´nin, pazarın sırf herkesin helal kazanmasını sağlamak için sıkı sıkıya denetlenmesinin, rızık daralmasına yol açacağını söylemesi: İnsan duygularından hareketle bir ?orta yol? arayışıdır. Teferruatı yorucu olur; ?Dünya´nın mamur olması için, gaflete de ihtiyaç vardır!? düşüncesinin, klasik İslamî eserlerde altının sağlam çizilişi çıplak gözle okunabilir. ?Çıplak göz? çok önemli bir hacet haline geldi ve kategorilerin yarıştırılmasının ve vuruşturulmasının ucuzluğu her tarafı sardı. Bu fikrî ortam; düşünme ve söyleme cesaretini kırmakta, tefekkürü kısırlaştırmaktadır. Gafletin miktarı konusunda ince bir ölçünün de altı çizilmiştir: Gemiyi yüzdürecek kadar gaflet? Gemi su almaya başlarsa insan gaflet denizine gömülür. Habil ile Kabil kıssasında eltiler hakkında Kuran´da bilgi verilmez. İsrailiyat ve Kilise Babaları ise konuyu aşırı renklendirmişlerdir, eltilerin adları bile vardır. Kabil, Habil´in eşinin kendi eşinden güzel olması nedeniyle hasetliğe düşmüş; adağının kabul edilmemesini bahane etmiştir. Havva validemize ?ilk günah?a dair nasıl provokatör rolü verilmişse; ?hasetlik? konusunda da iki eltiye de öyle bir rol verilmiş olabilir. Dinin vahyî kaynaklarının, mitolojiyle mezcedilerek tarih oluşturma; Hristiyan teolojisinde daima vardır. Bu bağlamda, roman türünün mucitleri teologlar olabilir. Biz Habil´in eşine Habile, Kabil´in eşine de Kabile diyelim. Bu kıssa sadece Habilleri ve Kabilleri değil; Habileleri ve Kabileleri de bağlamaktadır. Bacılar, eltiler, görümceler vs. en azından Habil-Kabil olayından sonra, aynı dünyada ve aynı kader çizgisinde yaşamaya başlamışlardır. Habil ve Kabil toprak olmuştur ama karakterleri ve huyları piyasa toplumuna gelene kadar, sonrasında ve hâlâ sürmektedir. Kayıtsız şartsız, istikametsiz mülk edinme rekabeti, Kabilizm´in kurumlaşmasına yol açar; açmıştır. Sürüsü olmasa bile bu dünyada konargöçer gibi yaşayanlarla, mülke kazık atarak yerleşmek ister gibi yaşayanlar; hayata Habil ile Kabilin kaldığı yerden devam etmektedir. Canilerin cinayet işlemelerinin önünde herhangi bir engel yoktur. Modern uygarlığı da bir ümran tipi sayarsak; ?hayırda yarışmak? tan çok uzak, hasetliğe ise alabildiğine açık bir uygulama olduğunu söyleyebiliriz.