Terörist denilen adamı kurşun yağmuruna tutuşlarını seyrettim. Sanki "Sağ bırakmayın!" emri almıştı Fransız polisi...
Bütün izler kayıp...
Yüz bin polisin görev aldığı bir operasyondaki beceriksizlik, düzenlenmiş bir beceriksizliktir. Fransız vatandaşı olan teröristlerin özel hayatlarında İslam ile ilgili hiçbir iz yok. Tersine, kimliği ve kişiliği kayıp insanlar, şimdi tamamen kayboldular.
Fransız polis teşkilatının da “paralel” bir işleyişi var. Bu “paralel yapı”nın İsrail yanlısı olduğunu olayın seyrine bakıp söyleyebiliriz…
Söyleyemeyiz değil mi?
Neden söyleyemeyiz?
Çünkü elimizde delil yok!
Peki, daha hiçbir şey yok iken adına İslamcı Terör diyenler, zehir hafiye mi? Dahası, anında Yemen El Kaide örgütünün işi olduğunu söylemek süper bir analiz mi oluyor? Bu olayın aktörleri terörist bile olsa, olayın kendisi düzmecedir. Başta dünya terörünün patronu olan ülke ve destekçileri olan medyanın iteklemesiyle düzenlenen Paris Mitingi de düzmecedir.
Fransızların gazı alınmış olabilir sadece…
“Kim kârlı?” sorusuna geçelim, çünkü terör bir baskı ve yönetim aracıdır.
Yüzünde en ufak bir üzüntü alameti olmadan, adeta dünya kupası kazanmış takımın teknik direktörü gibi taraftarlarını selamlayan Netanyahu...
Henüz bir kaç gün önce terör eylemini haber verircesine konuşan cellatlar kralı Sisi...
20.000 çocuğun katili Esed...
Ve bu minvalde düşünenlerin alayı kârlı gözüküyor, kâr ise kârlılar, evet...
Miting bence insanlık adına hiç bir mesaj vermedi...
Sadece Müslümanları canlı hedef haline getirdi…
İslam Dünyası’nın cehaletini dile getirelim…
Evet, yüzümüzü yıkayacak halimiz yok ama şu Batı Dünyası çok mu akıllı?
Akıl şöyle dursun, çok mu namuslu?
Mısır, Filistin, Suriye katliamlarına ses çıkarmayanların cehaletini örten tek şey, ülkelerinde savaş ve terör olmayışıdır…
Ufak çaplı bir terör eylemi bence bütün ahlaksızlık ve cehaletlerini sergiledi…
Paris Mitingi sadece düzmece değil, ahlaksızlığın, ikiyüzlülüğün müsameresidir…