Müslümanlığın sosyal medyada en çok konuşulduğu, sosyal hayatta da kullanışlı bir muaşeret aracı olduğu rahatlıkla söylenebilir. İletişim imkânları, sanal paylaşımlarda daha cesur bir biçimde ve eleştirellik denilen tavır içinde müslümanlığı ele almayı mümkün kılmaktadır. Farklı söylem ve gruplar, aralarında muaşeret geliştirmek, anlaşmak için değil, birbirinin görüşünü çürütmek için çerçevelik sloganlarla ?şov? dünyasında yerini almışlardır. Sanal âlemden gerçek ilişkilerin seyri için hüküm geliştirmek zordur ama entelektüel ve kültürel zemini tam anlamıyla yansıtmaktadır. Gerçek ilişkilere yansıması da benzer bir biçimdedir. İslam, müslümanca muaşeret geliştirmek için değil, pragmatik amaçları gerçekleştirmek için bir araç olarak çok etkin bir faktördür. ?Piyasa Toplumu? örneğinde her bir beşeri ilişki aracı; ferdî yahut grup çıkarları için ?katma değer? hükmündedir. Zihnî kompartmanlar, bir meşruiyet aracı olarak farklı İslamî renkleri piyasaya taşımakta; pratiğe dönüşmesi ise tam anlamıyla iktidar, makam, para için hareket eden kişi ve grupların kendi aralarında rekabet mekanizması oluşturması olarak gözlenmektedir. Bu mekanizmada en çok kullanılan kavramlar; ?Müslümanlar?, ?İslamcılar?, ?İslam kardeşliği? gibi değer yüklü kavramlardır. Neyin sahte ve sahtekârca, neyin dürüst ve dürüstçe olduğunu belirlemek için kullanılan ölçünün ise din ve diyanetle bir ilgisi yoktur; kazananlar ve kazanmayanlar olarak yansıtılır ve bu çıkar gruplarının çok sevdiği ve kullandığı bir yoldur. Muhalefet eden, ?İslamcı?lara muhalefet etmiş olurken, nedeni ise hasetlik yahut menfaat elde edememe olarak yansıtılmaktadır. Gerçekte bir mücadele varsa: Piyasa toplumunun muaşerete sızan yönüyle vazgeçilmezi olan ?Yahudileşme temayülü? ile bu temayüle karşı çıkanlar arasındadır. Yahudileşme temayülüne karşı çıkanlar, piyasa toplumu ve bu toplumu içselleştirmiş ferdi ve cemaatimsi yapılaşmalar için en büyük tehlikedir.
Her çeşit muaşeretin ölçüsü gerçek Müslüman için entelektüel ve zihnî planda Kur´an; pratik hayata yönelişi ise Hz. Muhammed´in uygulamalı olarak öğrettiği muaşeret ölçüleridir. Kuran ve sünnet dolayımındaki entelektüel tartışmalar ?Müslümanca yaşamak? için değil, piyasaya ayak uydurma çabasından ibarettir. Resulullah´ın adalet merkezli ve ?Bizim dünyamızdan? biri olarak yaydığı, geliştirdiği muaşeretin esası, göreceliliğe kapalı ?güzel ahlakın? ilkeleridir. Bu ilkeler ne kadar günlük hayatın içindeyse, o toplum o kadar müslümanca yaşayan bir toplumdur.
İslam´ı teolojik bir entelektüel malzeme olarak kullananların oluşturduğu zihniyet ve bunun uygulanması anlamındaki dinî açıdan meşrulaştırılmış piyasa toplumu tam anlamıyla örtüşmektedir. ?Folk İslam? yahut ?Geleneksel İslam? olarak adlandırılan İslami uygulamalar; mevcut durumdan daha fazla ve güzel ahlakla örtüşen islamî muaşeret ve günlük hayat imkânı sunmaktaydı.
Kuran ve sünnet üzerine geliştirilen teolojik düşünceler ve bunun piyasa toplumuna uyarlanması aynı hareketin iki yüzüdür. Benim en basit ve sade formülüm ise Hz. Muhammed´i örnek almak ve doğruluğuna inanarak taklit etmektir. O´nu taklit, tahkikin ta kendisidir.
PİYASA TOPLUMU MÜSLÜMANLIĞI VE HZ. MUHAMMED AHLAKI
Berat Demirci
Yorumlar